Tırtar / Teyze“-onnar seni isdemişler sen de isdemişsin, gönlün olmuş, ırazı gelmişsin “-he” demişsin kiyne, aylen ırazı ğelmiş, buban da vermiş “gocamı se(v)meyyon” demecen ebi cetdi bu kellameyi ağzına alma.. neye biliyon mu.. bunu deyen gişinin nikahı gabil değil.. nikahın düşer, neye; çünkü, gönlünden çıkarttın garşına aldın, öyle zamanda bi cima etdin mi.. onun adı cima deği(l), zina olur ikiniz de zani! bide gebe galı(r)san, eh gari, var gerisini sen hasabet.. doğcak çocu(ğu)n ne günahı var o da veled-i zina olur, onun adına da “gırık dölü”.. deller se(v)meden yattığın uçu da yapdığın iş de bi nevi orasbılık, fa(hi)şalık.. ben o gadak deyen gerisini sen anna.. … zati bi adam kızını gönlü yoğukana malı maşatı var diye başlığ uçu duttu da goca bi herife verdi mi kim ne derse desin doğrudan doğruya pezemekdir, ya(hu)t da se(v)meden, isdemeden malı mülkü uçu gocaya varan gız da fa(hi)şadır ha! müşderisi bi denedir o ğadak.. ondan vetana, millete hayırlı evlat gelir mi gerisini sen düşün de get..” “-garı gısmı gocasını hiş se(v)me(z)mi.. helalin.. seversin.. sever gedersin.. emme okarda Allah var ne yalan söleyen doğruyu ahretde mi decaz ben se(v)medim, sevemedim getdim valla-billaha, emme olduk getdik işdee nikahda keramet vadır, ö(y)le bilcen nika(hı)nız gıyılınca seversin onun-bunun dediğine aldırma sen.. sen ona-buna kimselere bakma gaş göz atma, tarlada-takkada yolda peşinden dolanan olusa endir annının çatına çapayı ha.. bi de.. gayınnansız gocansız kimselerin gapısına varma .. gapını çalan olusa da, gocan,… gayınnan demişleyin bi başdutarın yoğusa aşma çoluk çocu(ğu)n olunca onnarı, ele ğüne muhdaç etme gol gırılır, yen içinde galır, “gan gussan bile; gızılcık şerbeti işdim” de! gatliken sırrını ele verme kimseye “halim şu” deme garnının doymay(a)cağı yerde aşlığını ağlasan ne fayda.. eli kendine güldürme.. gelip de elin isanı derdine derman mı oluvucak eeee” “-sonuraaa… bak gadınım sakın haa! gocana garşı gelme hele hele ayilesinin yanın da hatta el yanında, sıkıntısını bildirme takgasını öne eğdirme gocanın lafının üsdüne ilaf etme diklenme neye dersen, cevap verdin mi çoğalır, yalınızkana de.. bi başınaykana ne de(ye)ce(k)sen nayeti eşşeg değil ya geli(r) gönünü alır .. eşşeklig edersen de bobasının o(ğ)lumun aklını dependen alı(r)vırı.. "gol gırılı yen işinde galı(r)" bu lafımı unutma” “-el yanında gocasını günüleyen, dedi-ğodusunu edip hor gören annacını verip güçcük düşüren, “benim gocamda gözüm yok” demeğ isdeyodur “yok mu bende gözü olan” “canım elinen oynaşmağ isdeyyo” deye etirafa çalım satıyodur kendi ireklamını yapıyodur.. öyle edenin gapısına varmayvırılar, o(ğ)luna gız vermezler iki ğün sonra, gızına saap çıkmazlar neyye “daşa çıkan geçinin daşa çıkan oğlağı olur” deye olur a! evdekinne(r) işini, aşını beğenmezse sakın ola!,, surat asma olur a.. onnar beceremeyosa da burun gıvırma daa eyisini daa gözelini yapmaya çalış, çabala, bu ömrüyün sonuna gadak, yaa işin aslı berzaha gadak ahireti de unutma öte dünne de ceenete geden adamlar memnun galı(r) (lar)sa bu dünnedeki garısını isdecemiş, ne ğözel iş.. gücün guvatın varıkana dünneyi de ahireti de gazanmaya bak …” “-gızıım gocan evde olduğunda işinen gücünen u(ğ)raşma, vahdını erke(ği)ne ayır, aman haa.. bi işin varısa da; o uyuyunca ya da o evde yoğukana gocan kapıdan çıkdığı bille yap, o gapıdan çıkmadan başka bişiyinen uraşma gözünün içine bak dur.. başga şeye bakma o tarladan takkadan gelince seni gapılarda bekler bulsun, tamam mı nassı olsa ağşama gadak dönmez deye yayılıp yatma, boş geçirme zamanını yu asbabını , bulaşı(ğı)nı et eyle ekme(ği)ni, aşını dedikleyin o yoğukana neytceğsen et etişdir, ver verişdir.. dediğim gibi yap ki ne; gocan eve geldiğinde elinde iş bişirilcek bişmiş kalmasın yahut ku; o uyuyunca barabar ga(l)kıvı, bişir-daşır accık az uyuyvu ha! gı, uykusuz kalsan nolcak i(n)san üş gün uykusuz galsa gene bi ğünnük uyur, vallaa biz neler gördük geçirdik ha deyince goca(ya)cak değilimişin emme geşdi gari, “-toh” demenin manası yok hinci.. sen onmadık elin a(ğ)zına, sağa-sola, onun bunun ettiğine, duttuğunu dediğine deyceğine bakma.. aman haa! aşını, ayranını, böregini, çöre(ği)ni, onun yanında etmeye ga(l)kma erkek gısmısı var ya; eve geldi mi(ydi) yanında isder karısını adam haklı neyye dersen; seni neye alıyo, de(ğil) mi annayvı ga(y)ri.. nerde ne zaman isderse benden demesi.. gakıvı ordan hemen; bi gayfa bişir, hemencik dutuşdur eline yanında sovuk su; neyeyse.. haa onu da deyen, nerde ne zaman olusan ol herifiyin gözünün içine içine, orasına burasına ağzına bak dur tamam mı desdiye bakmadan da(h)a etişdir su tasını leb demeden leb lebiyi anna.. isdemeye go(y)ma.. dilenci mi bu gocan ee neye dilendircen.. eline ne geşcek.. zufran, aşın hazır olsun dayıma zini kurulu beklesin, oca(ğı)n yanında herifin aş dedimiydi koy(u)vu öğüne bekletme; herifler bekledilmeyi se(v)mezler neye dersen; herif gısmı; çocukdur anasını isder, acıkır mammasını isder garnı doydumuydu aklına geldimiydi garısını isder, baya bildiğin böbek gibi, adam gısmı yaşı kaş olursa olsun valla böyümez.. çocukdur.. şımarmayı bek sever hanı ne deller böbek a(ğ)layosa ya garnı aşdır, ya bele(ği) yaşdır kırk yaşına da girse anasına muhtaşdır anam deye sarılır gönlündekine “anaamm” der helaline herif gısmısı da; ekmeğ isder, aş isder, süprüntü isdemez, bulaşıg isdemez, kuca(ğı) çocuk isder, a(ğ)layan, mızıldayan bele(ği) boklu çocuğu se(v)mez bi de sen yanında ol! da(h)a ne isder” .. “-gözünün içine, a(ğ)zına bak isder aklına geldikçe ver isder” ataşın üsdünde ısıcak suyun, her dayim bulunsun, ılısın dursun, ne oluur, ne olmaz nolup nolca(ğı) belli olmaz, olu(r)sa gusul abdası alı(r), cıbıl olu(r)sun .. olmazsa çay gorsun asbap yursun taha da olmazsa hamır yunurusun gelin alıcı gelinşe çenize başlanmaz her şeyin her dayım hap-hazır olacag herifiyin ayaklarını yu bi gözel memnin olmazsan gel gel bana “memnin olmadı” de bana de ne decesen.. envelallah pişman olma(zsı)n marağetme utanır ilaf edemezsen de güler yüzlü ol, hızmat ederkene en birinci bu bunu deyen.. bunu dut gerisi olu(r) ğeder valla ekme(ği) yedigden sonura var ya sakıın bulaşık yıykacan deyye herifini yalınız go(y)ma o uyuyunca yıyka .. sahın, çencere bulaşık deyen söğüp sayıp nize eden herif duymadım görmedim emme seğidelek evine varan herif beklediğine utaşamazsa depesinin tası atar valla seni gelin alıyoru.. düğün ediyo.. hiç kimse bulaşıkçı uçun, aş bişirsin deye birini aldım deye düğün-müğün etmez ona ğöre.. helbet onnar da möhüm, ilazım emme aşa bakılmaz gaşa bakılır “yağınan yarık yenir” emme dirliksiz bal börek yenmez yense de içine ilimez.. sana düşen ona vakıt ayırmak sen ona vahdını ayır ki oncazın da sana daha bi gözel ısınsın, sarılsın el-ele diz dize olun ku gözleriyin taa içine içine baksın ”garımmm….” “- canımmmm” deyye bagrına bassın kendini senden alamasın, anasını aramasın.. dedim ya erkeg gısmı çocuk gibidir.. anasının bağrını isder emme seninki ıscacık, furun gibidir taha tezesini bulduysa yaslancag başgalarının da anasını neye isder anasınınkı teze ekmek olsa senin ki tandır ekmeği ğibi anasınınkı furundan çıkmış çörek gibiyse seninki hakgaşlı çörek gibi temteze dığan çöre(ği), yağlı dolazlı gatmer baharın teze ca(ğ)lası gibi kütür kütür.. desin ki getir yeyen anası hoşaflık guru erik, sen can erik gibi a(ğ)zının suyunu akıdalak değilise içine tüküre(yi)n sen elinden geleni esirgeme takdir etmezse de varsın etmesin canını sıkma erkek kısmı deyemez “bek eyi olmuş” deye, sarılamaz, gucuklayamaz anamaz adını, yedi gat ellerin deği(l) anasının-bobasının yanında bile belli edemez havaslığını, dutgunnuğunu canının isdediğini emme kim se(v)mez; erinin gönlünü hoş dutan garıyı tepesinin üsdünde gezdiri(r) valla herifine sahap çık, “gak dedi mi su, guk dedimi aş” o evinizin direği bundan keyri, ga(y)ri bogazından geşmez el ekme(ği) onun daa.. senin dee bobayın ekme(ği) de olsa bu böyle sen bu evden çıkıyon ga(yri)li senin evin goca(yın)evi nalet haklası dedikleri bu işde atsan atılmaz, satsan satılmaz..” DİPNOT kellame / kelame : kelime, kelam, söz cima : bir arada olma, toplanma, bitinleşme, çiftleşme, karı kova olma, yek vücut olma, birleşme, cinsel birliktelik, başdutar / baş tutar : lider, baştaki büyükler ya da bir toplulukdaki sorumluluğu üstlenen kişi, evin velisi, gatliken : katiyen, asla asbap : esvap, çamaşır Toh demek : teh demek, olmasaydı, yapmasaydım, pişman olmak, keşke cıbıl olmak : çıplanmak, soyunmak, cıbıldak kalmak ise de kasdedilen banyo yapmak, yıkanmaktır yunurmak : yoğurmak, hamur yoğurmak hamır yunurmak yıykamak : yaykamak, yıkamak, çalkalamak, yumak, yümek gucuklamak / kucuklamak : severek bağrına basmak, sarılmak, kucaklamak dutkun / tutkun: sevdalı, aşık, kafaya takmış |
herifine sahap çık, “gak dedi mi su,
guk dedimi aş” o evinizin direği
bundan keyri, ga(y)ri
bogazından geşmez el ekme(ği)
onun daa.. senin dee
bobayın ekme(ği) de olsa bu böyle
sen bu evden çıkıyon ga(yri)li
senin evin goca(yın)evi
nalet haklası dedikleri bu işde
atsan atılmaz, satsan satılmaz..”
Eskiden nasihatlar; yenge, hala, teyze, dilden dile
konuşarak kulak ver, dinle, bilgi sahibi ol dercesine,
duyduğuna inanmak tek yapması gereken şey en acısı.
Düşünmek,sorgulamak yok.Günümüzde böyle nasihatların
önemsendiğini sanmıyorum.Yöresel şive ile konuya hakimiyet
ve okuru şiirde tutmak şiirin yazılmamış kurallarından.Ancak
bu kadar öz anlatılabilirdi.Tebriklerimle.Saygıyla.