AytenAh Ayten Ah nerden karşılaştık Ayten’le; hay aksi; sormaya korkarken “seni unutmuş” demez mi! sustuumm, şimdilerde özler oldum hasretini içimde hasretin nasıl büyürdü; dağlar gibi sahi kimi beklerdim her gün, her yerde seninle aynı şehirde olmasak bile köşeyi döneni sen sanıp koşardım, sevda işte yeşil kazak, siyah etek; sen demekti bende her sabah pembe gömleğimi giyişim; ilk iş berbere gidişim üçübirarada stokumu kontrol edişim nedense hâlâ kırmızı elma bekletirim papatyalardan, plakalardan fallar, sana tuttuğum şarkılar, kuruttuğum güller, papatyalar yollayamasam da sana yazdığım mektuplar bir gün gelirsen sunacaktım şiirlerin, mektupların, anılarım senli düşlerde bile mutlanırdım.. “ya giderse” diye yıkılırdı hülyalarım şarkılarda adın geçse!, adına rastlasam olmadık bir yerde sevinçler dolardı içime gözlerim dolardı hasretinle canım acırdı “ya mutsuzsa” diye aah ahh! nerden rastladım Ayten’e “birini seversin” dedi ümitsizce başkasını sevmek mi, senin üstüne senden başkası ha! ah Ayten ah! nerden rastladım sana “var beni unut ama mutsuz olma asla” |