DEMİNDE HÜZÜN VAR BU AKŞAM
"Ucu yanık bir türküsün dudağımın ucunda
Biraz fazla biraz eksik ne fark eder Yaramız hep eski yara " .................................................................... Bir, iki, üç içimi sayıyorum boyaları dökük bir tabloda biliyorum şu köşeyi dönünce ayrılık biraz daha derin batacak içimize günler kör ebe , seneler sinsice yerleşiyor saçlarımıza yaş dönemlerimizden kuytuya düşüyor pencereler güneş yorgun tökezleyerek düşmüşken aramıza aynalar karamsar gülümser çizgiler ağır adımlarla yakıştırıyor kendini alnımıza uykular derme çatma, yorgun alıp başını gidecekken meşk eder pencere önlerinde gelmeyi unutanlara kurduğumuz hayaller zaman ağırlaşır ayaklarımızda bu aralar vakitli vakitsiz nefes alamıyor şiirler şafak sökün ediyor kalemin ucunda kendinden korkuyor gece kabusları gecenin sessizliği uzayacakken kulaklarımızda dikkat kesilecek kapı eşiklerine bölük pörçük uykular kırgınlıklar gözlerimizde koca bir umman, solgun bir resimde çalkalanır bir tadımlık rakı Filtresiz bir sigara buram buram özlem kokusu bir avuç anı bulandırır hatıraları bir titreme boz bulanık sabaha karşı cümleleri toplayıp yüreğini acıtmakmış ayrılığın diğer adı kendinden büyük laflar etmeyecekmişsin anladım bunu gidişinle üç harfi bir cümleye sığdırmak gibi aşkı şimdi kahkahaları sökerken dudaklarımdan bir damla göz yaşı ben susarım sen susarsın uzar yılların boyu, yarım kalır gece saçlarımdaki el izin dokunaklı bulutlar gibi Sen yüreğimde ucu yanık bir mektubun son cümlesi dar geliyor odalar Tik taklar on ikiyi vururken bir günü daha çalıp gidiyor Sabahın ilk ışıkları |