Orta Okul Anıları / Hayat Dersi
ikmal, tekders, öğretmenler kurul kararı,
bekleme çift dikiş, tasdikname kurtarıp bir üst sınıfa geçme okulu bitirince diplomayı bağlayıp peşinden sürüme öğretmenin kaşısına geçip bacak-bacak üstüne atıp, yüzüne cığara dumanı üfürme ve ufak çaplı hesap sorma hiç değilse yolda çarpma, ya da görmezden gelme senaryoları yanında bir de kızlar üstüne çoook hikayeleri, deftere, duvarlara, kapılara hatta ağaçlara isimler kazırlardı ağabeylerin bize hayat dersi borçları vardı hiç değilse “-bi ğıza dutuldu da onun uçu galdı ..” dermiş ana-babaları, akrabaları, tanıyanları “-en eyisi bi zengin gızı almalı” ve arkasından derin bir soluk alınır “-ooooffff!” diye bırakarak hayıflaflanılırdı bu defa da dönüp bana; “-len o(ğ)lum ufaklık bak sen akıllı adamsın ….”diye başlandı mı “-sakın ha sadace çalışgan deye bi ğıza dutulup da”, “-sırf zengin gızı deye havas olup da” “-biri “seni seviyon” dedi deye, biri başgasıynan habar yolladı deye” “-bobayın “köyden bi ğız gurtar” lafına ganıp da” sakın birini gurtarmaya gakma, kendin de boğulursun valla “- “aslı asaleti belli birini al” dedi deye” “dayıyın, de(y)yzeyin gızını alıp da” istikbalimizi mahfetmemiz üzerine uzun uzun nasihatlar sıralanırdı gün-görmüş geçirmişler, sanki de enlenmiş, çoluk-çocuğa karışmış edalarında en sonunda “gerçi biz ne dersek deyelim iş olacağına varı(r) ya.. hani ne demişler “atınan avrat yiğidin bahdına” ben ne desem, sen ne tebdiri alsan da takdiri ilahi, nasip, gısmet, gader ve de tecelli deye de bişiy var haddizatında diye konu bir şekilde güzele bağlanırdı” “-bak epap, bobayın zenginniği beş para etmez, aldığın gız, zengin gızı olacak, ayilesi varlıklı, kültürlü olacak, yaşca senden güçcük olacak, babası neyise de illa anası asil yerden olacak, sülalesinde filfirfiş biri olmaycak, “gatranı gaynarsan olur mu şeker cinsini ..ktiğim, cinsine çeker” derler emme fazla gardaşı da olmayacak neye dersen meres düşmez, uzun boylu, uzun boyunnu olacak, bi de gıçı yere yakın olmayacak, yüzü gözel-güleç olacak, soğuk suratlı olmayacak, insanın içi gararır, işda(hı) gaçar, eme güler durusa gam-kasevet bilmen, göğsü dar, galçası geniş olacak hinci annatsam da annaman ne demişler; “yeme(ği)n salçalısı garının galçalısı, erkeğin bıyıklısı”, oğlun dayısına çekeceğine göre oğluyun dayısını seçmelisin, boylu-poslu, samimi, çalışkan-dürüst olmalı bu meselede en birinci müşgül budur.. nalet halkası boynuna bi geşdimiydi atsan atılmaz, satsan satılmaz garı dediğin Türkan Şoray gibi olacak” duvardaki erotik resimler içinden birine yoğunlaşılıp, gözler kısılıp duman üfürülerek suratına “-böyle garım ossun bi millon borcum ossun” icabında DİPNOT tebdir: tedbir tecelli: kader, alın yazısı, çekilcek sıkıntılar haddizatında : aslında, olayların ya da kişinin kendi sınırları dahilinde filfirfiş : (kastedilen) fingirdek, oynak, kahpe, edepsiz |