O da var yadurup beklemek bir aynanın sırrı çatlayıncaya dek susmak öyle tanışıyormuş gibi görüşmemiş gibi. sanki rüzgarın taşa oyduğu yazıtları okuyorum taşa su yürüyor ah bizim çıplak ayıplığımız arınmış tanrılığımız taş sadece süt kokusu bir yerde tuğla kiremitli ev bir ağartı seni bulduğumda… o yola yürüdüm taş uzaklaştı nasıl hissedeyim iyi bir akşam, aptalca esen rüzgar alnımı öp bir kuş titreyip üşüyor yazgıdır geceleyin gökyüzüne bakamamak hiç uyanmamış gibi. sanki ölüm büyür. |