Dönme dolap
Bir şeyin yerini yenisiyle doldurabilmek gibi gamsızca,
Sözde iyileşmenin ardına sığınarak; Cüzzamlı bir canavarın derisini giyinip, Aşk denilen vasıfsız serzenişin, Umutları hasta eden bir mantara dönüşmesini seyretmek, Kelimelerin kursaktaki buruk tadıyla, Ve bir kadını anmak, toprakları eşelerken: Elleriyle, parmak uçlarıyla, kurşuni tırnaklarıyla, Sonbaharın koltuk altlarından tutup gezdirmek; Gözlerine iliştirip yağmuru, Eskilere nazaran daha çelimsiz, ufak, daha çocukça, Aramak mutluluğu, Kırgınlıkların çöplüklerinde telaşlı, arsız, daha pervasızca, Dalgalardan korkan kayalar gibi törpülenmenin kıyısında, Yosun bağlayan sevgiyi sessizliğe teslim eden bir adamın, Dalgın bakışlarına kurduğu darağacında, Ve devam edebilmenin altında ezilen, Kalbindeki yeni yetme çiçeklerin feryatlarıyla, Her şeyin yerini, gri, puslu, sepya; Başka bir deriyle, kusurlu kusursuz, Farklı bir kopyayla doldurup kurtulabilmek gibi hatıralardan, Ruhsuzca! |