Şiir ve benuykusu kaçkın şiirin sararmış sayfasını açmış önüme kendinden bir türlü dışarıya çıkamayan insanların sokağına kurulmuş oyuna bir türlü doymayan çocukları küçük şeylerden büyük olaylar yaratan insanları ve çarşıyı kara örtülü fotoğraf makinasıyla seyreden Mashar amcayı evden bir kaç adımda ulaştığımız Atatürk büstünü kapı önlerindeki esnafı maymunlu vitrini almış içine geçip gitmiyor dün şiire girmeden bir bayram yerini ya da bayraklı resmimi sokuyor gözümün içine ama ben bir yaş daha aldım diye hiç şiir yazmadım hep şaşırdım doğum günümü bazen ayın üçü, bazen on biri oldu oysa eylülün ikisiydi önemsizdi çıkmaz bir sokağa açmak gözlerini yıkıldı yıkılacak bir evde saman ve hayvan dışkısı kokusunda sonra anne elinden susam, gül almak küçük bir eve doldurarak kocaman bir dünyayı kirazı, vişnesi, eriği, kayısıyla ve mayhoş elmasıyla bahçeyi ne zaman gördüm ellerimi unuttum hep bir dikiş iğnesi vardı elimde daha da düşmedi üç beş kuruş bile kazandım çocuk harçlığı kitap parası bol zamanlar arardım oturup okuyup yazacağım gece sarhoş gelip tedirgin etmemeliydi bir koca özgür olmalıydım yaşamda, kalemde, aşkta zorla kimseyi alamazdım kalbime gönül sırça bir saraydı herkesi almazdı öyle açmazdı kilitli kapısını yerli yersiz çalana nasıl girdiyse içime şiir girdi o bilmezdi uyumayı beni de uyutmadı 02. 09. 2015 / Nazik Gülünay |
Tebrik ederim.
Sevgi ve Selamlarımla..