Sen Sahil Kıyısında Bir Gece
Haberin var mı bilmem ama şuan tek başınalığımın ortasındayım.
Sahil başı iskelenin en ucuna oturmuş ayaklarım sarkık bir görevde, Düşlüyorum seni. Şimdi saat senden sonraki günlerin gecesi. Miadı dolmuş dizlerimin. Oysa biran önce sana koşup lanetleyebilirdim yokluğunu. Burada kutsanmış yavaşlıkta akıp gidiyor zaman. Yakamoz ,en renkli duasını aksederken naif bir denizde, Banada en kırık notasını öğretiyor ağıdın. Süpriz oldu açıkçası adının nefesimde ikamet ettiği vakitlerde Boğazımın hıçkırıklanması, Ağlamamak adına gösterdiğim onca çabadan doğan yorgunluğum. Ama güvenme bana sakın, Her an ağlayabilirim pera. Dudaklarıma gece dolusu küfür doldurup Aç bir kartal gibi nefretimle, pençelerim "sen" temelli hayalleri. Uzakta kalma yarama dokunuyor, Otur sustuklarımın en dibine n’olur. İki kelimenin belini kıramayacak kadar güçten düştü ruhum. Ensturumantal bir tavırla ıslık çalan rüzgarın ses telleri bile infilak etmiş. Sen pera! nisanda yağmur, Hoyrat bir ağustosun esip giden gelinciği Uzakta kalma yaram(ız)a dokunuyor Özündeyken insanoğlu masivanın. İstişaresi emarelerle dolu gecenin koynundan kopmalıyım artık pera. Biraz daha oturup şairce bir iki yıldız düşse dilimden Ağır ve zahmetli bir yalvarışta beni berduş sanacaklar, Okuyacaklar seni satır satır. Kaç ! Uzun bir sessizliğin ardında kalmamalısın pera Seni yaralayacaklar. Bakış bakışa geldiğimiz gözlerinin aydınlığında Gözü var karanlığın. Kaç ! hiç gelmediğin bana. Artık toparlanmalıyız. Bam teli umarsızca koparken gecenin, Güneşin küflü ızdırabı, iğde yapraklarında Şehvetini hissettirmeye başladı bile. Seni denizin kıyısına usulca bırakıyorum. Başka bir gecenin kalpgahında Aralayabilirsem kokunu, gelirim. Şimdi gitmem elzem bakmadan ardıma, Sarılmadan yokluğuna. Ve böylece bir kez daha terkediyorum, Islak, terlemiş boynunu. İyi geceler hayallerin en yaralısı. Ne kadar acıtsa da canımı; Sen Gönlümde kıymetli bir söküksün dikiş tutturamadığım. Şiirime nefes olan Ahmet Hocam’a sonsuz saygılarımla. |