Terminal Yanlızlığı
Askerliğin üç numarası saçlarımda
Sebepsizce gözlerine çarpıyorum anaların Bir bakış ki üstüme tutuşturulmuş Alıp götürüyor beni ananın kucağına Dağınık bir dua ile vuruyor alnıma dudaklarını Oysa asker değilim Ben seni gözlüyordum Seni gözlüyordum kırk ikinci perondan Evvela kalp atışını yavaşlatan bu yanlızlığını Bir bavulla anlaşıp bu şehri terk etme telaşındasın pera Sağır kıyametler koparıyor ordan oraya yürüyüşün Bakışlarından bir öfke kurtulmuş Kavuruyor Elindeki adını okuyamadığım eski romanı Mor bir eşarp saçlarını hapis tutmuş Omuzların saçlarından gayrı müebbettedir. Yüzleri karanlık bir yumruktur Yanından bin defa döver gibi geçen insanların Selamsızlık Ne vahşi bir kısmettir. Öldürmeyen Tanrı öldürmezmiş yanlızlığı Bir bozkır yolcuğuna hazırlandığında Sabah gibi gözlerine bulaştığında anlarsın Beş otuz otobüsüne binerken ki ben Dudaklarıma bir küfür yeli intisap edilmişti Bu küfür Yakutsk’adan daha soğuktu Ve bir çocuktan daha namuslu Oysa bir daha seni hangi peronda görecektim ? Ben şimdi senden bilmem kaç bin ömür uzaktayım Sana gelmek için kaç kez ölmeliyim ? Bilmiyorum |