İstanbul Gibi Şiir
. . .
İstanbul gibiyim yorgun argın uyanıyorum her sabah güne; bir tarafım güllük gülistanlık diğer yanım kabristanlık Ahşap yapılar kadar hayatta kalmaya direnen gökdelenler gibi bulutlara efelenen yedi tepe gibi yüksek yere batan dehlizler misali derin beykoz kadar serin Sabah trafiği kadar felç akşam dönüşü gibi keşmekeş bir yanın asude bahar diğer yanın yaprak döküyor sonbahar Beyoğluna uyku yasak sanki Karacaahmet’e inat çay aynı çay lakin Piyer Loti’nin adı var Eyüb El Ensar daha daha da kimlerin var Aziz Mahmud Hüdai nice nice Hünkar Mehmed Emin Tokadi Şehid şüheda garib gureba Bir tarafın tepinir durur diğer tarafın kudurur öyle garipler var ki her yediği darbede olduğu yerde durur derinden bir ahh çeker en fazlasından sadece medet umar Yaradan’dan Her şey var sende İstanbul isteyen istediğini bulur isteyenin duasına kabul istemeyenin bedduasına dur Boğazından geçmez bilirim Fatih’siz gemiler yakamozlar gülümserken ay ışığıyla yalılarına bir misafir daha iner usulca İstanbul’a demirler erguvani renkler düşerken serin sularına . . . Yunus Beypınar |
Tebrikler saygılar hocam.