Ten Ruh
. . .
Hatasız kul olmaz ararken başkasında fırkatın aslında kendi söyler sirkatın ara ama arama sadece kendi çöpünü hasır altı yaparken görme eldeki daneyi karıncalar kaparken özden kazınan kabuk misali hayatımız ayrılırken kabuk gövdeden zamansız işaretler yapıştırdılar gövdemize ten ruha veda etti ruh tene ... Ve son pişmanlığı da kazıyıp teneşirlerden attılar yıkanan mevta ile gasılhaneden helallik alıp koyverdiler kara toprağa çekildi sonra herkes kimi yakına kimi ırağa Az zaman geçmedi aradan ruh teni aradı ten ruhu yıllarca zaman mefhumu işlemedi tahmine kimseler bilemedi kaç an vardı asırlarca Gidenler gitii kalanlar ömrüme bereket çocukluğumun serçelerini bilyelerini uçurtmalarını umarsız korkusuz delice o güzel günlerimi . . . Ve ben hala aynı günün güneşini özlüyorum eski bir eylül de güneş elini eteğine toplayıp giderken diğer kürenin öbür yarısına : Yunus Ça |