Adressiz Yolcu
koştuğum bir vedanın içinde
takvimsiz sürek avıyım tüm dillere aykırı bir yorumla ev çiçeğinin ölümü... aramak unutulan bir imaydı dudağının ucundan tufan soğuk yağmuruyla ilk ve son yalanı bölüşülmemiş rüyanın... ve bu keşmekeş içinde eskidikçe yenilenir şarkımızı anlamaz olur yıldızlar evler şaşkın nefesler suskun... ağustos sonlarıyla karıştırırdım peyzajsız gidişini vakti yakın uğurlamalara ağaçların bile karnı tok nedense... gecenin sonunda sordum kendi kendime niçin sonunda sorduğumu en başta olanı gecenin sonunda yanıtsız...kuşlar bekliyorum sabah dağlarına süresiz mevsimler müjdeleyecek... şehire baktığım anlar gibisin hep hem her şey var hem hiçbir şey yok ve sokaklarında eksiksizleşir yalnızlığım ve herkes tanıdık bir ben yabancıyım... ömür abartısıyla ölüm sadeliği arasında arada bir yerde işte bir ara sokak bir kitap arası bir kapı aralığı... yazılması unutulmuş ama adı dillerde söyleyeceğim bitirdiğimde bu şiiri... balkonda ayağı kırık sandalye...sessizliği bozan çıtırtı yaz mutsuzluklarına deva olmayan çay sohbetleri birbirine gömülü binalardan medet uman adressiz yolcu hepsi benim gibi...hepsi hiçbiri... kağan işçen... |