pencerepencere yazdı kapalı kapılar ardında neler kurduklarını bilmediğimiz ama tahmin ettiğimiz adamların alnında adımlarımızı birbirine yaklaştırdığımız yerde bütünü öyle kolay ezemezdi hiç kimse bu manzarada açık pencere örtülemezdi sonuna kadar açık pencere markası dünya o bir noktacık yerde sağlanamayan barış birbirine ateş püskürmesi kardeşlerin buzun kenetlenmesi bağışlanmazdı duvar, taş, alan ve insan ateş hattında pencereler yıldız gören, görmeyen gözler faltaşı gibi açık insanın insana seğirtmesini bekliyor kucaklaşsın istiyor yer ve gök ah affedemediğimiz sınır sınırlar belirler yaşayıp yaşamayacağımızı ilk tıkırtıda kaçar güvercinler ağzındaki yemle oysa bu kocaman evin dört bir yanı pencere ve çiçekler sarmış balkonunu az ilerde sapsarı büyümüş ay nasıl saçmaladığımıza bakıyor hepimiz varız yaşarız pencerelerde sularız çiçeklerimizi o yarına bugünden bakan ne kalacak geriye dönüp bakmalıyız 28. 07. 2015 / Nazik Gülünay |
Ağlayan analar, dul kalan gelinler, öksüz kalan boynu
Bükük çocuklar
Ve kolunu bacağını kaybeden fidanlar
Yok olan ümitler hayaller daha ne olsun canım
Kalemin dert görmesin hoşça kal