Günaydınolayların 1960 larda geçtiğini varsayalım “-kimimiz el sallar, kimimiz teyyareden korkardı ne “t(i)ren”, ne “gemi” görmüşlüğümüz vardı mekdepde bize tramvayı, vatmanı anlatırlardı” “-esgerlikde de görmesem tramvay; aklımda at arabası kadakdı” “-çift süren bobamın siniri bi yana öküzün önüne düş bakalım, çek iplerinden sankı sırat köprüsü ya illa dümdüz olacak, “Londura Asfaltı” ğibi Osman Agam “-dut bakalım” deye verdi, Mercence Guyusundan sularkana da köye ğelene burakmadım katırların goşumlarını neydip edip, zenginner gibi ille bi gatır çifti almalı bizim de gatır çifti alcak durumumuz oldu amma o adamlar çokdaan motur aldılarıdı” herkes bilir esgere gedeceklere tarif ederler “-Akşer’den bindin mi Afıyon’a varısın ıçcık bekleyinşe, kollektor düdüğünü çalınşa tren hareket eder, ver elini Esgişeer orda beklersin gayı epili bi Angara tarafından gelenine birleşir yanılıp yenilipde başga yanna gedene binersen garışman uluk uluk bakmacan tabii, ıccık da pretik olacan teyin gibi hiş değilise hinci okuyonuz bizim zamanımızda nerde okuyan bilen şeyini sallasan cühelaya değerdi bi de; köylüyüz ya sormaya da cesaret edemezdik haa yiğitliği göze alıp sorsan adam “-valla emşerim ben de yabancıyın” der neler gelidi başımıza desdan desdan valla-billa” “-dediğin gibi Yanefe, Sülamanı asgere savışdırmaya ğetmiş Yalavaca otopos gakarıkana düdük çalar ya bunnar milletin içinde, birbirlerine sarılıp ağıt yakmazlar mı daha dün gibi valla.. Sülemen kaç yaşında” “-ya bizinki, bizim bilader okul gazandığında o bili deye Hasan Alinin Üseyini yanımıza aldık yolparası yemesi işmesi cabasına sağa-sola seğitdik, mamele yaptırdık “-efendim bi bakar mısınız mı” dedik gasteden başını galdırmadan, inmin-cinmin sormadan ordan bi mühür basdı bi çızıkdırdı adam; “-üçyüzyirmiyedide gaydetdirin” “gaydetdirtdik” dedik duymayo epili bi bekledik, bi gaş tefa yeniledik “gaydetdirtdik” neçe sonura gene yüzümüze bile bakmadan “ataşlan hora bırakın” dedi “-len Üseyina(ğa) ne dedi bu” “-valla yakın dedi haralda ispirte var mı” “-var” ……. “-len yanacak şeyi neye mühürlesin adam en eyisimi bi da(ha) soralım” “-efendim ……” adam fira gasde okuyoru başını bile galdırmayo yüzümüze bile bakmayo inmiyiz-cinmiyiz hiç oralı değil bu tefa daha zert “-ataşlan bırakın” ……… “-valla ataşlan bırakın deyo gene emme bi yannışlıg var bu işde en eyisi mi, bi de sen sor” valla yakıyoduğumuzu görsün deye ispirteyi vargücümüzle çakıp gösterde gösterde çakıyoz hafif ucundan yakıyomuş gibi ediyoz bekleyoz, birbirimize bakıyoz … demek ki möhüm bi husus var.. adam gene gastenin içine ğömüldü kiyatların ucu da bireş göynü(k)dü ortalığı göynük-göynük yanık kokusu sardı bekleyoz, adam oralı deği, cesaretimizi toplayoz, emme adam yanına varılcak gibi mi kibirliii azamet desen ona ğöre zoraki yanına varalakdan “-yau gardeşim masanın üsdünde ataş var yau hepisini bir ataşlayın masanın üsdüne bırakın” çaresiz geri döndük, birbirimize bakışdık “-yau Üseyin emmi bu adam ne deyoru” “-valla yeğenim yakın deyoru” adam sendelediğimizi görünce bi azar “-ataşlan masaya bırakın! memur arkadaş gelince işlem yapar” melul-melul bakıyoz, boynumuz bükülü … “-bir-iki haftaya galmaz cüvabını size yazar” yau ne böyle bi iş gördük ne de masanın üsdünde ataş var yanan şeyin cüvabını o memur arkadaş nassı yazar.. “mübarek külünün suyunu mu işcek ki” Allah Allaaahhh.. bakdık olmaycak, beklemeye garar verdik ebi-ceddi adamın bize aldırdığı bile yok baya(ğı) bi müddet geçince gasteyi yana çekdi, sert-sert bakdı bize mezburen dışarı çıkdık, gelen geçiyo, ne o masaya gelen var ne dönüp bakan tavatür valla ya bi sahat mı geşdi, iki sahat mı neçeden sonura bi ğadın memur geldi o da yüzümüze bile bakmadan oturdu saçı-gafasından böyük, galın gaşlı, goca pertlek, yeşil gözlü, dudakları gıpgırmızı boyalı göbek yoğ emme bicikleri buluzundan daşıyoru baya sanısın kütük gibi bişi öğüne varınça yüzümüze bakdı şükür.. seninkine uzatdık evrakları valla bakmadan bile ordakı bükük tellerden aldı bi tene bizim kıyatları, çekmeceyee atdı çok biliyo ya Üseyina(ğa), yüzüne bakdık “-sonura yakacak haralda” “-ataşlayıp getseydiniz ya” dedi garı, yüzümüze bakmadan “-ataş başlarına vurmuş bunnarın ya” ….. "devlet mayış veriyo bi de bunnara yazzık" “-yau valla …. çocuğun isdikbaliynen oynaya yazdık” “-cahıllık başa bela vesselam bilinmedi mi bilinmeyoru işde” “-okul yeni açılmış” öğretmen içeri girinçe “-Günaydın” demiş eski talebeler hep bir ağızdan “sağol” deye barışmışlar adam masasına oturmuş ilk günün talaşıynan konuşuyo goşduruyo sağa sola çocukların sırasını değişdiriyo, gara-guru bi gız otursa yanında sağa sola ğetse ardında “-ne var gızım, ne isdeyon, de bakıyim” deyinşe “-beni çağırdın ya öretmenim” senin adın bakayın yavrım “-Günaydın Günaydın Leylek” |