Tırtar / Tuluk
Ebem...sabah serinliğinde, yoğurdu
kırmızı tuluğa boşaltır tencerelerden yağını almak için yayığı bişşeklemeye koyulurdu çatkı da çatılmış ardıç sırıkları destek alırdı birbirinden sıcak su da katardı arada... söylenir hem de belinden şikayet ederdi, gücü yetmez yorulurdu halalarıma yollardı ağzı kapaklı küçük helkelerle lezzetine doyulmaz, buz gibi ayran olurdu... “gök çevre”yle başıma gölge “teze ayran” güçcük helkede sım sıkı bağlanır “azık çıkısı” bele bindirilirim boz eşeğe “-dah! De, bobam dah de!” Gayasekilere bayram olurdu gelişim hoyraz ıscak eserdi eşekden inmeden ayranı verirdim bobam iki eliyle kavrar güçcük helkeyi “-başgalarına galmayo ha!” derdim güler “-eşşolu eşşek” derdi başkasına sunar ayran helkesini ayran bulaşıklı bıyıklarını sıkmasının kolunun yen’iyle silerdi Amerikan bezi keselere doldurup sırkıtırdık suyunu bozulmaz, ekşimez, kurumaz yağsız kese yoğurdu Anam özerken bir yandan “-ilk suyunu az gıtacan” derdi “ıcıcık” “ekmek gevreği basalarsan doğramaç”olurdu, “domatiz-bostan doğrarsan cacık” bulamacı, doğramacı kaşık, kaşık sütü dıkımla yerdik, peyniri, yeşil sovanı, pıransayı, yemliği çomaç ederdik. “-hey ğidi ğenşlik ülüzger ğibi geldi-ğeşdi geçirdik-ğetdik goca ömrü bi hiş u(ğ)runa gavır etdik edemedik, heder etdik, cavır etdik.. az bi cefaynan yıkılcaklayın değilimişiyin emme bilemedik, bilemedik yannış etdik edemedik” DİPNOT dım-dızlak: çıplak, çırılçıplak tuluk: küçükbaş hayvanın derisi yarılmadan yüzülerek, kızıl çam kabuğu(toz haline getirilerek)nun kırmızı renginı alana kadar bekletilerek(mavrulamak) yumuşaklığını kaybetmemesi ve kokmasının önlenmesi sağlanır. Tereyağ yapımında ya da peynir vs katıkları saklamakta kullanılır. palamut içinde sepilemek benzeri işlem, tabaklamak. mavru : çamın kırmızı kabuğu ile derinin yumuşaması ve kokusunu önlemek mavru : ceviz ya da çam kabuğu mavru : bazı meyvelerin ham iken ekşimsi buruk tadı bişşek (bişek): yayık içindeki yoğurdun yağını ayırmak için ucu yuvarlak tahta(kenarı üç çentikli)lı, uzun saplı düzenek, yayık tokucu çatkı:uclarından (çatılmış)birlikte bağlanan üç sırık özemek: sıvılaştırmak, kese yoğurdu su katılatak özenir |
edemedik, heder etdik, cavır etdik..
Ömür akıp gidiyor,insan ömrünün esası, zamandır.
Hayatımızda, kaybettiğimiz pek çok şeyi telafi edebilir,
yeniden sahibi olabiliriz. Fakat boşa geçirilen zamanı asla
geri getiremeyiz.Üstat Necip Fazıl zamanı dizelerine şöyle
aktarmıştır:
Nedir zaman, nedir; bir su mu, bir kuş mu?
Nedir zaman, nedir; iniş mi, yokuş mu?
Zaman kimseyi beklemez. Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma,
bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.Yine
yöresel şive ile ,herkesin hatıraları olur ya;gün olur iyisinden,gün
olur acısından,anlatımlı neylersiniz,tebriklerimle.Saygıyla.