600 JUL
/gece.. hatta sabaha karşı.. biraz tok sesle.../
En çok da çıkmaz bir sokağa girdiğinde aklına gelir yalnızlığın ne denli acı bir yol olduğu Ve o sokağa neden en sevdiği şairin adının konduğu. Batar. Kanatır değdiği yerden. Parktaki ağacın gövdesine eşit aralıklarla kazıdığın baş harfler silinmeye başladığında, O parkın yerine gözünü para bürümüş müteahh/itin teki gökdelen yaptığında, Çizgilere basmadan yürümeye çalıştığın şehrin betondan bozma kaldırımlarına sarhoş adımlar attığında, Gölgen bile ardından küfürler savurduğunda anlarsın. Anlarsın ki dudaklarına pespaye öpüşler bıraktığın Ve gülüşüne bir ömrü bağışladığın kadın gitmiştir. Işığı söndürmeden Kapıyı dışarıdan çekip Sessizce... Hiç sıkışmaz olur trafik. Şeritler gitgide daralır. Gördüklerin bulanıklaşır. Freni patlamış 76 model bir Granadanın şoför mahallinde Kendi ahmaklığından kaçış denemeleri biriktirirsin acil servis kayıtlarında. Üzeri jelli 600 jullük elektro şok bir tokat kendi boşluğuna çekip bırakır tutup ensenden. Sorsalar günahkarsın. Gözyaşın akmaz. Sen iş olsun diye alırsın mendili kırmızı ışıkta bekleyen çocuklardan. İç cebine Kolayda ulaştığın kanyağın yanına bir fotoğraf eklenir. İçmek ne denli acı bir keyiftir! Batar! Sarhoş bir adamın yüreğine Sarhoş bir şehrin varoş mahalleli evlerinin birinde yazıya durup buruşturursun kağıtları teker teker sıkarak avuç içlerinde. Kanatır! Kağıt kesiği Mürekkep lekesi Ve çokça miktarda gece En çok da bir otobüs koltuğu öğretir insana yalnızlığın ne denli soğuk bir otogar peronu olduğunu. Eskiden kalma alışkanlıkla koridor kenarı bir bilet alırsın Başını yaslayacağın omzun yerinde bir başkası oturur. İçin buruk ayrılırsın bir kentten Ağlarsın. Gözyaşların sığmaz olur bendine Taşar. Tek nefes çevirirsin numarasını titreyen parmak uçlarında. Gidersin Adını hiç duymadığın İklimine yabancı olduğun bir kente Bakarsın Tanıdık bir yüz ararsın kalabalıkta El sallayan olmaz ama... Şişenin dibinde boğulduğunda bir de Ciğerlerinde kalan son hava zerresinde adını sayıklarsın Batar! En derinlere Daha dibe Saplandığın bataklıktan aynı hızla ve süratle fırlayıp arşa... Sonrası boşluk Sonrası ölüm Ve yalnızlık. Batar! Kanatır değdiği yerden! Anlarsın İkisi de ikiz kardeşi sensizliğin... Cihat KIRDAR |