BAVULBeni de sığdır bavuluna, Bir eylül sabahında yola koyul. Önüne alabildiğince uzak bir sahil kenti seç, Gidelim buralardan.. Benim sevmeye takatim yok. Sözcükler kilitli ezberimde. Siyaha çalan yarınların yıktığı cılız bedenimi ıslak duvarlara vuruyor yalanlar. Dayanmaya gücüm yok. Zıvanadan efkarımı içer dururum her gece. Her gece barut kokusu, Öksürük, Közyaşı. Hayır bu kadarı fazla. Sensizliğin doz aşımında, Yalnızlığın kol gezdiği bir şehrin paket taşlı kaldırımında yürümek ağır Ve zor artık nefes almak ölü ruhlar cehennemi bir otelin beyaz sabun kokulu çarşaflarında. Benim gelmeye mecalim yok. Zaten yorgunum. Güneş sırtımı kamçı gibi yaktığından beri kalemi saplamışım kalbime. Harakirinin vakti değil sevgilim ama kanla yazmadıkça şiirleri ve ağlamadıkça şöyle adam akıllı kimse inanmıyor seni sevdiğime. Bir eksik sayıyorlar bana gelince sıra. Alıp düşlerimi karşıma iki tek atasım geliyor.. İçkimi tazelemiyorlar nicedir. Seni benden alıyorlar. Aklıma işlediğim suretini ucuz şarap kokulu kadınlar silmeye çalışıyor. Tam bir aşifte öpücük konduruyorlar kiraya verilmiş saatlerin topuklu ayakkabılı hayatları. Yalnızlığımdan utandırıyorlar. Daha fazla günahı almadan boynuma Beni de alsana yanına. Önüne alabildiğince uzak bir sahil kenti seç mesela Gidelim buralardan.. CİHAT KIRDAR / 06.09.2012 |