KADININ AKŞAM VARDIYASI 3Kahveler unutuldu fincanlarında Soğudu. Adamın elleri kaygan bir eşya gibi kadının teninden boşluğa düşercesine kaydı. Elleri üşüdü kadının, Tıpkı fahişe kasığı gibi Hissizleşti parmak uçları. Kırk yılın hatırı kaldı sehpanın izmarit kusan bir köşesinde Bir köşesine asılı kaldı hikaye. Hiç olmayacak bir yerinde iki gözbebeği birbirine baktı. Ikisi de soluk soluğaydı. Adamın gözleri kadının göz çukurlarına gizlediği cesetlere takıldı Bir çift kahverengi, kadavralı yollarda tökezleyerek yürüdü bir mühlet. Kadının gözleri ağlamaklı. Tuvalden akan suluboya damlaları, Bir kadının yastığına düşen saç teli kadar yalnız Yalnız bir adamın elleri cebinde, varoş bina duvarlarında gölgesini döverek yürümesi kadar kimsesiz. Kimsesiz bir gecenin ırzına geçildi. Geçildi o yollardan. O şarkılar dinlendi. Ağlandı ulu orta. Çığlık çığlığa hıçkırıklı Salya sümük yaşlar ıslattı yastığı. Severken ve sevişirken üzerini örtmeli gecenin. Ne varsa mahremiyetinde gizlediği Beyaz çarşaf üzerine kızıl renklerle anlatmalı. Yağmalanmaya müsait bir kentmiş gibi her beden, göz kepenkleri kapanmalı Ve şarap kadehine dokunmuşsa kadının elleri, Dokunduğu son ten yalnız üzüm kokmalı... Cihat KIRDAR 05.03.2015 |