YORULDUM
YORULDUM
Son mevsime kalmış Papatyalar kadar hüzünlü Dalından kopan Pusulasız sulara kapılmış Yaprak kadar çaresiz Meçhul rüzgârlarda Savrulan her şey kadar yorgunum Ve yoruldum… Yalandan, yalanı sevmekten Yalnızlıktan iyi olmaktan yoruldum… Yoruldum… Hayatın ahtapot kollarında depreşmekten Yaşama tutunma çabalarımı Umutlarımı ertelemekten yoruldum Yoruldum… Bin bir renkli içi boş Dümeni devrik maskeli yüzlerden Aşk ı iki dudağının arasında tüketen Seviyormuş gibi yapan insanlardan Yalandan, riyadan dünya kadar yoruldum... Yoruldum… Düşüp kalkıp Tekrar, tekrar koşmaktan Bir avuç mutluluğa Bir ömrü koymaktan yoruldum Yoruldum… Hayal edip avunmaktan Dipsiz düşüncelere dalmaktan Ümit etmekten Kendimi aramaktan Kendim kadar yoruldum… Yoruldum… Kaç vakit kırık dökük Aynalara gül takıp Öylesine, gülümseyip geçmekten Mutsuzluğa mutluluğu satmaktan yoruldum Yoruldum… İçimdeki dertlerimle dertleşmekten Gözyaşımı yüreğimle bölüşmekten yoruldum Güle niyet Diken ile kanamaktan yoruldum Gelme üstüme hayat Ne gönlümde gönüllük kaldı Ne bedenimde takat, Ne dizlerimde hal kaldı Bundan böyle Anladım ki her şey boş Her şeye benden pas Sevmelere sevilmelere Ne de yüreğimde yer kaldı Yoruldum… Selda Yılmaz... |