konu başlığı dil çıkarmakkonu başlığı dil çıkarmak nereye yol aldığını bilmediğin bir gemide suratı asık yolculara bir bir en sevgiliden başlayarak bilmeden daha, yalnız bakışlarında kalacağını kaç kez doğup batacağını güneşinde umut ışığını bir yakıp, bir söndürerek oynayacağını çocuk gönlünle çevireceğini aldan mora ey temmuz aynı iştahla olmasa da yine dil çıkarırım benden aldığın güzel şeylere dondurduğun bir temmuz akşamına bile yüreğimi nasıl çıkarmaya çalıştığımı buz kütleleri arasından ben bilirim anlamazlar gülümseyen yüzümden içimde çakar şimşekler hayat istersen sen de dil çıkar bana ööö de bir başıma nasıl koşturduğuna kıvan korodaki yalnız şarkıma gül sevin eteklerimden döktüğüm küllere yangınımdan çıkarırım gül o koklar bana tenimde hissederim nerden bilirim aynı anda başka güller başka ellerde o kalbimde örüp, dokuduğum atacaktır beni gemiden azgın dalgalarına hayatın tutulacaktır dil sus saracaktır gülümün yapraklarını akl’etmeyecektir hiç kimse yere düşen gül dalını su dolu vazoya koymayı.. ey dil.. 11. 07. 2015 / Nazik Gülünay |