Henüz Çaresiz“Dağındaydı eteklerim” Henüz yazılamayan bir şiirden sesleniyorum sana Kelimelerin ezberi dudaklarımda Hani sussam diyorum Henüz yazılamadığını hatırlıyorum şiirin Şiir yazılamamışların şiiri bu suskunluk Bu yazılamamak Kalemin yokluğundan değil Kelimelerin tokluğundan Noktanı bile ezbere bilen aklım Kayıp şarkılar peşinde Sözlerin birazını olsun diyebilseydim Nasıl vahim durumum, nasıl çaresiz Bu çaresizlik hiç çaresi olmayanların çaresi Benim ondaki çaresizliğim Ah azıcık daha gücü olabilseydi dilimin Ama güzel şeyler söyleyemem ki ben Birazcık daha yüz lazımdı bana Oysa ben dudaklarımı tam boydan boya sana bırakmıştım Sendeki dudaklarımla anlatabilmek ne zordu Bir yutkunma mesafelik boğazımda hayat Biraz daha sabredebilseydi düğüm Çaresizliğini unutup, bu kadar çoğalmasaydı En son sözü söyleyemeyen herkesin içinde gebe bir bahar vardır Oysa ben söylediğimi zannediyordum her şeyi Bu kadar susarken Ellerimin takatsizliğinden anlıyorum, bittiğimi Ellerinin itmesinden, daha ne kadar kedi gibi hissedebilirim ki kendimi Aramızdaki bu terazisizlik Benim sana yenildiğimin resmidir Denge düzeni sızılarımın Sarılmakla anlaşılacak şeyler var Sabah günışığına kadar anlatmak istediklerimin tükendiği Son yazılı şiir gibi bu Bir daha yazılamayacak şiirden sesleniyorum sana Yalnızca kar ayazında sana sarılan iki kolları giyinilen hırka olmak isterdim Öyle uzun uzadıya uzanışlar da değil Bir kaloriferin dibinde tek başıma sabahlayabilirdim Sabaha dek yıldızları sayalım Mavi gök içinde içim Tam da şiirsizlikten susmuştum Dudaklarım çatlamıştı Şiirden başka sözüm yoktu sana İç tarafım yaralarla çevrili acı parçası Henüz susmuşken Daha dumanlanacak zamanı vardı sigaranın Duracak durağı yoktu zamanın Dağlarına, eteklerime savruluşu Kimsesizliği vardı iki dudağımın arasında Durağını bulamıyorum kalbimin Nefesimi ellerine teslim ettiğimden beri Nefessiz değilim de Neden elsizim yabancılara Otuz Haziran İki Bin On Beş 17 00 Nevin Akbulut |
Emeğine
Sağlık
Selam Sabır ve Dua ile...