Gecenin zifirini yırtıp Kızıl bir şafakla geldin Gülen çehrene güneşi iliştirdin Ne zaman gözlerine dokunsam alev aldı içimi işte o an; Utandım yaşamışlığımdan Utandım yaşlanmışlığımdan
Bir bilsen! Ömrüm kadar bıçak izi sırtımda Ölüm dansında, semah dönen kelebekler Kirpik diplerime düşünce Kum taneleri dolardı gözlerime
Yaz gününde bile karım hiç eksilmezdi İçime kar yağıp dururdu Avuçlarıma düşen çığlarla üşürdüm
Her gecenin koynunda Şafağı uzak bilirdim Ki: Gülüşünde şafağı gördüm Utandım üşümüşlüğümden Utandım etrafımı saran uçurumdan Utandım boşa akıp giden zamandan
Seninle etrafımı saran soğuk duvarlar yıkıldı Dört mevsimi bahar bildim Bakışlarıma temmuz indi Yüreğim ısındı İçimde ki karlar eridi
Yüzüne her baktığımda, yüreğim kanatlandı Utandım boşa yaşamışlığımdan Utandım yalnızlığımdan
Sonra: Gölgende kalan, güneşi gördüm Utandım her şeyden Utandım boşa harcanıp giden ömürden Utandım yaşamışlığımdan...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Utandım şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Utandım şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Gecenin zifirini yırtıp Kızıl bir şafakla geldin Gülen çehrene güneşi iliştirdin Ne zaman gözlerine dokunsam alev aldı içimi işte o an; Utandım yaşamışlığımdan Utandım yaşlanmışlığımdan
Bir bilsen! Ömrüm kadar bıçak izi sırtımda Ölüm dansında, semah dönen kelebekler Kirpik diplerime düşünce Kum taneleri dolardı gözlerime
Yaz gününde bile karım hiç eksilmezdi İçime kar yağıp dururdu Avuçlarıma düşen çığlarla üşürdüm
Her gecenin koynunda Şafağı uzak bilirdim Ki: Gülüşünde şafağı gördüm Utandım üşümüşlüğümden Utandım etrafımı saran uçurumdan Utandım boşa akıp giden zamandan
Seninle etrafımı saran soğuk duvarlar yıkıldı Dört mevsimi bahar bildim Bakışlarıma temmuz indi Yüreğim ısındı İçimde ki karlar eridi
Yüzüne her baktığımda, yüreğim kanatlandı Utandım boşa yaşamışlığımdan Utandım yalnızlığımdan
Sonra: Gölgende kalan, güneşi gördüm Utandım her şeyden Utandım boşa harcanıp giden ömürden Utandım yaşamışlığımdan... . Bu güzel şiiri okumak süpriz oldu. Kalemine kuvvet. Ramazanınız mübarek olsun. Sevgiler, sayğılar
Kızıl bir şafakla geldin
Gülen çehrene güneşi iliştirdin
Ne zaman gözlerine dokunsam alev aldı içimi
işte o an;
Utandım yaşamışlığımdan
Utandım yaşlanmışlığımdan
Bir bilsen!
Ömrüm kadar bıçak izi sırtımda
Ölüm dansında, semah dönen kelebekler
Kirpik diplerime düşünce
Kum taneleri dolardı gözlerime
Yaz gününde bile karım hiç eksilmezdi
İçime kar yağıp dururdu
Avuçlarıma düşen çığlarla üşürdüm
Her gecenin koynunda
Şafağı uzak bilirdim
Ki:
Gülüşünde şafağı gördüm
Utandım üşümüşlüğümden
Utandım etrafımı saran uçurumdan
Utandım boşa akıp giden zamandan
Seninle etrafımı saran soğuk duvarlar yıkıldı
Dört mevsimi bahar bildim
Bakışlarıma temmuz indi
Yüreğim ısındı
İçimde ki karlar eridi
Yüzüne her baktığımda, yüreğim kanatlandı
Utandım boşa yaşamışlığımdan
Utandım yalnızlığımdan
Sonra:
Gölgende kalan, güneşi gördüm
Utandım her şeyden
Utandım boşa harcanıp giden ömürden
Utandım yaşamışlığımdan...
.
Bu güzel şiiri okumak süpriz oldu.
Kalemine kuvvet.
Ramazanınız mübarek olsun.
Sevgiler, sayğılar