Ağır Gül
sabah kokuluyken
anlamini çocukluğundan getir korkuluğuyum bu akşam da seni sonlara taşıyacak göçlerin adımın içinde seni sonsuz yaşatmak yağmuru en çok sana benzetmekle hükümlü heveslerim üzgün gibi durduğuma aldırma sen çocukluğundan getir yeter razıyım tanıma her kente ayrı bir şarkı bulan yalnizligima terk edilmeyi gözlerimin her anı dünyayla dünya senle sen kendinle... farklarimiz bir birlerimiz ayrı... ağır güldün kaç kez yanımda bitmeyen bir yoldun düşlerime çalıştı bitmezliğin yürünmekten yorulmadin bir sonraya zaman bırakmak adına sustum ağaçlara kendimle rüyalasiyorum... kendimle iki kişiykendi o gülümseyişim misafirlere salonlar ayrılırdı ya kendime değişik sakallar ısmarlardım devlet cumhuriyeti kutlardı halk devletin cumhuriyeti kutlamasını türküden türküye değişik yüzlü bir sevdada akşamı beklemeden ağlamaya istekli şimdi gene yoksunum yaza uzaklaştım sadece... son yıllarını mahalle öyküsüz geçirdi çocuk seslerini bir ayrılık gibi anımsadı gölgesiz sokaklarda ölmekten korkarak uzak bir peyzaja anlam vermek için hafta içli zorla rüya görmeye çabasıyla birbirini boğan korkak renklere sığındı en iyi zamanı hep sonraya sakladı ekmeğinin kenarında mutlakaydı hep bir başkasına ağır gül kokuları üzerine bıraktığı şiirde gözlerinin en mutlu haliyle pastellediği boğuk bir mevsimden özlediği bir düşünceye gömülü... kağan işçen... |
Lirizmi yüklenmesinin yanı sıra şiirinizde en çok dikkatimi çeken dizelerin birbiriyle örüntüsündeki sıkı bağ. Dize bağlamları sonderece akıcı ve ritmik ilerlemiş.Kalemi almış şair eline...o kendi kendinee yürümüş yürümüş gitmiş...İlhamınız bol olsun sayın üstadım. Teşekkürler değer için.Her zaman ki gibi ayrıcalığını üstünde taşıyan bir güzellikti.Selam ve saygılarımla.