AÇ YÜZÜNÜyüzü somurtuk gün ne vereyim eline biraz oyalamak için dağıtman için dere tepe yayılan bulutları üzüm yaprakları dondu sel sürüdü ürününü siyah dumanlar yüzünde tahtını kurdu nasıl çekeyim bu tahtı cehenneme göndereyim yeni bir çehre çizeyim bu yüze yarın, rüzgârını gönderse halkın gerçeğe dönüşse doğuşu güneşin bütün karşı dağların ardından karanlık sıvışıp gitse aradan gelse ay yüzlü kız, günler başaklar olsa elinde sonra zeytin, üzüm, fındık, çay kolumuza girse sevgi dağ bayır demeden dolaştırsa sussa sınırdaki silâh sesleri son bulsa hükümranlığı eşkiyanın duru sular aksa nehrimizden son bulsa çamur akıntısı gölgemizi seyretsek suda ne az şeyle yetiniriz bilseler yeter emeğe verilen değer bir kutlama, bir gülümser selâm bir de güvenle çalışacağımız yer. paradan değerli olsun can o burnundan soluyan pisi pisine ölmeyelim ey karartılmış gün sağ adımını at da çık sokağa gitmesin kazaya kurban umutla yürüyen insan patlamalar duyulmasın aniden ölmesin kimse pisi pisine aç yüzünü, yüzü kara duvaklı gün günlerden haziran aylardan yaz!.. 06. 06. 2015 / Nazik Gülünay "sıçramalarla geçiyor ömrüm alışamadım ölümlere yok olmasına genç gülüşlerin" |