İlk seni soracağım...düşünme yarının çok geç olduğu gerçeğini, ellerini ovuşturarak avut zamanı gerekli gereksiz.. yamalı bir masumiyet altı üstü taşıdığımız. ikimiz de aşığız..! ama yitip gideceğiz. haram lokmalarımız bir bir sürterken boğazımızda, eski yenik ve lirik bir şiirde buluşacağız. ben mutsuz düzensiz ve aptalca bakacağım, sen dokunsam ağlayacaksın. ben dokunmayacağım.. düşüp dağın başından şehrin pabuçlarının altına, bozuk para misali harcanağım. sana adadığım her sözümü toplayıp vatansızlığımdan, -’’bu de geçer be oğlum’’ cümlelerinde hür’lük bulacağım. biliyorsun bildiğimi ben hep senin ufkunda, üç bölüm dayanamayıp final yapan bir dizinin, son bölümünde ki çabucaklık kalacağım. süslü giyinir gözlerin benden sonra masal masal, neme lazım belki de mahşer de en son ben uyanacağım. bir tefecinin bismillahı gibi kalmaktansa sende, tez ve sessiz huzurundan ayrılacağım. genzimi emanet edip bir ıhlamur ağacına soğuk sıcak, yaktığın gemilerin güvertesinde bulunacağım. mevsim kış ufuk yok, biliyorsun bildiğimi kaybolacağım. ve sen bir kapıdan bile giremeden merhabana bulandım, o günden bu düne kadar hiç unutmayacağım. gözlerim mavisini kesti senden, rüya bir hayata başlayacaksın artık yokluğumu hiç farketmeden. belki bir kırlangıcın yaralı kanadında uçacağım.. toprak dolusu sevdim seni, söz..! yeniden dirildiğimde uğrayacağım. toprak dolusu sevdim seni, söz..! yeniden dirildiğimde ilk seni soracağım. İsmail Yılmaz |
Tebrikler
Dostlukla