yol el ediyor uzaktan
Nasıralı İsa’nın güzel Allah’ı
kimsesiz, çaresizim üşüyorum da üstelik yol el ediyor uzaktan, yeşil, yeşil... kol, kol... yumuşacık ıhlamur kokuları içinde düşümde beyaz yüzlü bir kadın güzel gözlü çocuklarım bayram namazlarına uyanıyoruz beraber şehirde sokak lambaları şafak, şafak atıyor kalabalık suya batırılmış bir kibrit çöpünün kendi iç çığlığıyım ahşap bir çöl radyosu sıkıntısıyım ardım sıra minareler, buzdolabı kartonları herkese selam veriyor başım, ellerim... kubbeli kapılardan geçiyorum bir çift yalnızlık kopup kanatlanıyor kayboluyorum kalabalığın içinde sonra beni soruyorlar, “nasılım” diye iki ile üç beş ediyormuş, bazen de altı (saf, saf diziliyoruz düz çizgiler halinde) “doğrudur” diyorum gücüm yetmiyor her şeyi değiştirmeye (bakıyorum, bulamıyorum Allah’ım, senin çizdiğin düz çizgiler nerede? derken topal bir sokak kedisi bana benziyor ben kör bir sokak kedisine şekilsiz bir su birikintisine köşem yok, bucağım yok sığmıyorum hiç bir şeye içim acıyor, annem geliyor aklıma, çocukluğum kendi üzerine kapanıyor ağlıyorum...) “iyilik” diyorum... iyi oluyorum güzel İbrahim’in güzel Allah’ı yakamı bırakmıyor yaşamak uyumak, uyanmak, nefes almak... dünya dönüyor, durmuyor elbet camiler bir dolup bir boşalıyor meydanlar bir dolup bir boşalıyor meydanlar mahşer meydanı dilim varmıyor söylemeye ne var ki yürüsem yol... koşsam, bütün o soluk alıp vermeler kurumuş bir ağacın kurşun rengi dalları yakışıksız bir hasretlik güneşler yine doğuyor ev önlerine yol el ediyor sonra uzaktan çağırıyor usul, usul “gel, ne olursan ol... gel” kıskanırım kulluğumu saf tutamam hiç kimseyle Mekke’nin, Medine’nin “Güneşin bütün doğuş yerlerinin” şimdiyle, sonranın güzel Allah’ı insan güler, bilirim. insan ağlar... söyleyip, susar yıkılıp düşer doğrulup kalkar ama insan! insan işte... tastamam bir acıyla nasıl da yaşar? yalın ayak sürgün geldim dünyaya demir çarık, kıl çorap... çaresiz yürüyorum gündüz düşüne dalıp, gece uyanıyorum gurbet canıma yetti ha yandım, yanıyorum yol el ediyor uzaktan yolcuyum yürüyorum... |
bazı şiirler nasıl da nefes alıyor. üstelik gerçekten şiirken.