Göçen Kuşlar
İçine sığındımız gök
Azletmemişken kendini mavi renginden; Hayatın üstünden daha çekmeden vefasını güneş Seviyordu denizler Maviyi tülbent gibi giymeyi. Ölümün izdüşümüne ızdırapla saplanırken bulutlar, Şarap ıslatmadan günahları Bazı türküler Dudak kıvrımlarında yağmur tanesiydi. Ağlatılmış zamanın ötesinde; Bir kapıyı kapatıp Diğer kapıdan güneş doğuran Tanrı Fısıldıyor korkmamayı kuşlara Soğuktan titreyen ölümden. Oysa puslansa da yaşam Sustuklarınların düşerken bir bir sûkutuna , Hangi kuş sökmez kanadından lime lime Özgürlüğü? Gök tunc’a döner de Mavi bana mı kalır sanırsın? Pera göçtü gitti kuşlar. Artık tabiat benim. Lakin, Seni sensiz sevmek güzel de; Ne elem bir durumdur Sen yokken sevmek maviyi. |