Kaktüsümsen güneşe aşıksın kaktüsüm onunla açarsın ben sana aşığım ellerimi kanatsa da dikenin bilirim ne yumuşacıktır yüzün gülerek açar çiçeğinin kırmızı yaprakları susuz kalınca dizilir sıra sıra dondurmacıya kuyruk olmuş küçük çocuklar gibi nasıl bırakır giderim al renginin şavkını acıttın diye küserim sana teslim ederim başka çiçeklere yüzün dönüktür ne yapıldığı belli olmayan kente yaşlıları işçisi kadını çocuğu çok bir yığın tasalı insan yeni baştan doğmaya çalışırlar acılarından kendi boylarını aşmıştır çoktan yürüyüşleri aşınmıştır kayadan sert elleri düşleri emeklilikde bir ev alsalar, tahsil yapsa çocukları atsak derler geçim yükünü sırtımızdan yaşadıkları yerde olsa çalıştıkları fabrika kadınlar az ücret almasa eşitlense erkek kadın çocuklar arada kaynayıp gitmese sürgit çırpınışlarla diken sende kaktüsüm öyleyse daha iyi bilirsin acıttığın yüzeyi cana değende can duymaz acıyı bal diye yutar da zehiri yaşadığına sevinir sevda dikeninde açan çiçeğe yollar en güzel rengini yari eyler tavrı bakışı can eyler canı can.. 04. 04. 2015 / Nazik Gülünay |
Tebrikler
Saygılarımla