Düğümsüz aşkova sararır baharda ağaçlar kurur sazı eline almaz aşık kavalını çalamaz çoban sesimin yankısını geri iletmez dağlar su çıkar yolundan kökleri kalır çiçeklerin varacağı yeri şaşırır yolcu kapıyı açmaz sevdiği sürgü takar düşlerinin üstüne kalır taş arasında menekşe bir türlü açamaz mor çiçeksiz gününde kuytusunda kalır tepenin o kimsenin çıkamadığı suyu boşa akan kaya oyuğu gelmezsen bütün lâleler boynunu eğer yerde sinmez dileği yavrusunu arar bir ceylan ayaklarına güç verir sevgi dört dolanır sineyi yalnızlığını dağlara söyler bir ahlat ağacı sert gövdesinde ağırlamak ister kuşları kış artığı bir yuva ile dindirmek özlemini uzaklara dalar bir kuş yenilemek ister kanatlarını daha hızlı uçmak için bırakır kendini dar yarlardan aşağı hiç bitmez aşağılar beklerim seni sevgili nakışını ararım gözlerinin kozasını örer bir ipek böceği yıllar geçse eprimez eskimez o ilk bakış kalbe işlediğin düğümsüz aşk! 30. 03. 2015 / Nazik Gülünay |
canım
ilham pınarların hep çağlasın
sevgilerimle selamlar