zemherir
Ben ahmet
Mersin ile malatya Mor ile beyaz Hayat ile ölüm arası altı saatlik uzaklık Düşer boynumun en ince yerine Korkunç ve derin yağar gecenin sırları Fırtınalı karlı Koşturur direksiyonlarda perşembenin ilk ölümünü Koşturur sekizde sekiz kusurlu.. Ben ahmet Ben ki öldüğümü savruk düşler Ve devrik bir koltuk taşır Bir yanım karanlık şubat, bembeyaz kar Öbür yanım haymatlos rüzgar Üşütürler bedenimi Saçlarımın kanayarak öldüğü o yerde Bir kızın gamzeleri ani ölümler emzirir Ecel çırılçıplak pusuda.. Ben ahmet Devletin kara yollarında sarışın bir çocuk Akdeniz iklimine ısınmamışken içim Süslü hayaller bırakırım ardımda Ölüm de karışsın diye o çok sevdiğiniz hayata Kırık camlarla onarıyorum ömrünüzü Kanayan yerlerimden Yani ciğerimle boynumun oralardan Bütün yolcuların korkarak geçtiği yollardan geçtim Hava raporlarının imlediği felaketler çizelgesine inat Çünkü bekletilmezdi ecel Sırlı baharlarda kirlenmesin diye yüreğim... Kar dökülüyor zamana Bir çocuğun düşündeki kısacık ana Bir testi su musallaya Acılı ve morarmış yüzüm gassalın ellerine gülümserken " bir ömrü abimsiz ne yaparım dayı" diye feryad ederken kardeşim Gece gecikilmiş molalarda hızlı otobüsler hareket edince Karanlığın en kırık dökük yerine mistik acılar düğümlemişti zaten azrail Üzülmeyin! Hayatınızı dinlendirsin ölümüm.. Ben ahmet Cesedimin sessizliği karlı şoselere Devrik yollara dingin tarihe Ve annemin gözlerine dört nala acılar sürükler Cam kenarı bir koltuk ayrılmıştır ecelime Parmak uçlarım sızlarken Yeroğlu sitesinde bir kadın kabuslarla uyanır Sonra bir testi su döker yaralarıma dayım Sırtımda bunca yük bunca otobüs leşi Yığılır kalırım musallaya Ölü bir çocuk doğursun diye annem Kurralar kuran okurlar bensiz zamana Ölürüm! Sahi tarihte kaçıncı geceydi öldüğümde... |