Sahipsiz Ayrılıklar
Kıyısında gezerken gözlerinin
Kime ait olduğunu bilmediğimiz bir sal Savurdu küreklerini ayrılığımıza Sevmek belki de en çok o an hissettirdi Acımtırak tadını damağımızda Lâl olmuştu sevdamız Bir rüzgâr gülünün kanatlarında takılırken doğaya İnce bir yalınlıktan ibaretti şarkımız Sen acına yaslamayı seviyordun sevdamı Ben ise sana anlatmayı seviyordum yazgımı Sonra karıştı kafalar Ne dediğini anlamadığımız cümleler Yer bulurken sahnelerde Bir ebabil azabı düştü sevdamıza Günahkâr bir dille seslenirken yaradana Belki de karışmayı seviyorduk Karıştırmayı masalları birbirine Üç kişilik yalnızlıktan başka bir şey değildi Aynada durmadan kendimize söylediğimiz Sen dokunmayı seviyordun dudaklarıma Ben ise yakmayı ruhumu avuçlarında Deliliği oynamayı seviyordum belki de Bir meczup sevdanın içinde boğulmayı Yaşamayı seninle ayrılığı Kırmızıyı Bazen ise karalığı giymeyi üzerime En çok da karışmayı seviyordum belki de Senin adının geçmediği tüm şarkılara Dudaklarında karanfil demetleri İçinde cehennem misafirleri Dilinde sahipsiz mektuplar Karda yazılı Sahipsiz ayrılıklar Hicrette kayıp sevdalar Denizde solgun ölüler Sahipsizim Selçuk ERKİ |