belcemde sevdabir yıkılmışlıktır yüzüm bir yıkılmışlık en çok bir intihara yerdir ve bir intihar, anneye layık olabilmek için yersizlikten yeğdir yol gitmekle bitmezse eskir şarkılar diyen bir asabi şofördü intihardan habersizdi ve hep arabesk şarkılara benzerdi sesi sesi yok bir şarkıydı hiç bir kulakta şık değildi acemi bir şairin ilk busesi.. kafiye; ömrün rehin yanlarından müstağni ve ’mafi cübbeti ğayrullah’ı bilmeyecek kadar yok olan gece başlarken ağlamaya koyulan her aceleci babanın ardından diyafram çivilerindeki küflü bakışlara sevdalı bir deli cümbüşüydü eskiden.. eskiydim yüzümdeki acıdan bir delinin tahammül edebileceği kadar akıllıydım yüzümde her deliye akıllı olduğunu anımsatan bir eski hikaye yüzümde bir tutam gök; mavi belcemde sevdan öyle bir kafiyedir ki bu yani tarfetul ayn yani ölüm-kalım feci hezeyan yani göz açıp kapayıncaya.. bilirim saçmaladığımı bildiğini yine de vurma yüzüme gözlerini anımsatan şarkıları anlamam aşktan gelmezden gitmezden ’sapına kadar delikanlı ümit’ten ki zaten peki çoğu yoklar ne bir rüzgar eser usulca ne de ellerime hak ettiğim bir kıştan bir kar yağar sade gözlerin serin iklim çiçeklerinin rengi gibi dağılır içerime ağır ağır ağar ... Gözlerin; seher yelinin alaca ve ayaza kesmiş bir gecenin son deminde yeşile sürtünerek döşüme düşen şarkılardır gözlerin bağrımdan hayata uzanan düğüm düğüm; şimdi idris peygamber bir zırh örmüştür şarkılarımı dillendirdim diye bir düğüm atmıştır eylüle kasımdan bir iğne daha batırmıştır seherin sürtünerek yakan yerlerine ve kısık ve öksürük gülmüştür ... Söz uzar böylece sen de bilirsin ki uzayan her söz kanayan bir yarayı anlatır inanma! uzayan her söz bir eylülün kanayan yerini setreyler gözlerin dolar ağlarsan kurban olurum sana ki gözlerinden dökülen tapılası yaşlar özün yakınından sözün uzağından akar kurban; hiç bu kadar yakın durmamıştım yalancı bir aşk için ölmeye ve hiç bu kadar gönüllü değildim ağlamaya kim vurduya giderken ’gün ortası aşklarım’ encam; bir yola azıksız ve kanserli çıkan her yolcu bir çingeneye sevdalanmalıdır gerisi yalan. serencam; dilimde yalancı bir eylül ve eski bir şarkı gövdeme dönüyorum kasımdır oysa sen yine de beni sev, bana sevdalan.. |