Sakin Sulara Doğru
yükselen seslerin arasından
çocukların boyu apartmanları aşınca karmaşadan bir şey beklemek ayrıştırıp ruhunu bu öyküden sakin sulara doğru gevşeyen ellerini temizliyorsun hayatın kar altındaki karıncalara varıp öpülüp tekrarlayan labirentler bir his üzerine yol alan kapalı ruhum yönlerin kaybolup gitmesine üzülmüyor beklemek ne büyük çaresizlik aynalar aradım hiç aynalar görünüp kaybolan asırlar bütün insan elleri bir birine benziyordu dokununca zamanı ıskalayan ağustosun yarısı şubat başı çelenkler gönderdiler ölmeden ölenlere upuzun yatan karanlık değil sen öyle sanıyorsun ışıklar sarılınca gök yüzünü parçalayan onca harf yaralı bir ağaç gibi gülümserken sakın bana uzaklardan bahsetme işte bu kısacık günler ve sonu en güzel yer bizim için birbirine değip sonsuzluğa kayan ansızın bastıran bir uyku gibi bırakma istiyorum ellerimi. |