Ne İyi Ettin
o iki şey arasında bir zaman sonra
ne iyi ettiniz buyurun şöyle oturun bir ağacın dallarını zamanla zamanla tomurcuk saracak diye işte onun için bekledim hiç mi kıymeti yoktu o bedbaht saatlerin kısacık bir göz kıpırtısının derin levhası hangi birine yetişeceksiniz yoğunluğunu artıran bir yağmur sonrası toprak kokusu varken uzaklaşıp o seraptan güneşin alnında yanmak gibi bir diyarı geziyorsun kolay mı bak bizimle ilerleyen algılarını saçıp küçük duygu kırıntılarını toplamakla ne iyi ettiniz buyurun şöyle oturun örtünsün sen bilme perdeler kımıldasın karıncalar yürüsün sen bilme iki güzel söz arasından sıvışan gök dağlarına kaçan kimdi kim bilir izlemek oluyor dalgın bir suyu sana baktıkça kendi dünyasında lakayt kır yüzlü patikalardan geçerim neden böyle şiirsel ve serbest sabahları erken koptu kopacak duygular beslediğimi bilmiyorum saçların bahar kokuyor sana koşarken ne iyi ettin kaygı ile anımsarken kaybettiğimi sanmıştım seni gözlerini açıp içimi aydınlattığında eğimli bir yolu seviyordun evimizde bir heyecan bir ferahlık esintisi yüreğimi bağışlayıp gülüşünü seyrettim. |
saygılarımla