Sevgi dilencisiakıp gitti kalabalık kendi üstünden içinde yoktum bu sisli yolun daha sen’li günler özlemindeydim üstünden bütün döküntülerini atmış ter’ü taze mavi giysiler içinde deniz gibi hafif dalgalı ıpılık bir esinti, bahar kokuları getiren kadınlar açmış sofraltılarını kapı önüne erişte kesiyorlar, kim daha ince kesecek yarışıyla bir odada düş aralarında sevdanı inceliyorsun eşliğinde bir kaç bardak çayın açıp bakıyorsun içi resimsiz kalp kolyene oyunlara sürüyorsun acıyan yerlerini yine de kırağı çalıyor acı patlıcanı adamlar adımlarını yine kendileri için attılar doğu’ya döndürülmüş silâhlar gördüm ahmaklığını yürüdü bir buçuk milyoncuklar eşlik etti bir yerlerde bu kepazeliğe birileri yok ettiler kendi kendilerini ağır bir karagura çöktü üstüme sen bile duymadın sesimi bana seslendim en kavuniçi elbisemi giydim sen en sarı gömleğinin düğmesini açıyorsun yukardan elime almaya korkuyorum gömleğini incitirse diye gülüşlerimi birileri var diyor falcı hayatında adını sileyim birinin ömründen, at bi beşlik daha kurt gibi kemirecekler içini seni bu isimler ne zaman yaksan bir lâmbayı onlar söndürecek! bazlama pişiriyor tandırında Halime abla az az veriyor ocağa kıymıkları çoluk çocuk daha saçkıda bir partiye takılmış kocası sonra bir bankaya sonra karıya, kıza sadece kendi üstünden geçmiyor kalabalık ezip geçiyor hep, doğuda doğmaya çabalayan güneşi kaç çocuk ölüyor, kaç çocuk sürünüyor ekmeğini kapıyor batı elinden sonra özgürlüğünü sevgiyi sevgi dilencisiyim camiiden, kiliseden, sinagogtan çıkanlardan istediğim bu! 11. 01. 2015 / Nazik Gülünay |
Eski eserler hatta asar-ı antikalar gördüm orta yerde.
Kendini çağıran kadının sitem dolu çığlığını duydum kulaklarımda.
Giyinip kuşanırken geleceğinden emin olmayanın titizliğini gördün renklerde...
Çok doluydu hatta tıka basa doluydu.
Tebrik eder saygılar sunarım.