Suç Mahalli
Bıraksam gözlerim denize atlayacak gibi
İki yudum suda boğulur Sonrası hep buğu, hep ağlamak Netliğini yitireli zaman, kaç yıl oluyor? Küçükken her suçun suçlusu Büyürken suçun cezası, eza ve sefası Bildiklerim beni sarsar da kitapları doldurmaz Bilmek istediklerim dünyaya sığmaz Çok fazla kendi adımı yazdım, renkli fasulyelerle Sonra senin adın, kendi adımı solladı Soluma yazdım, tek renkle Bir kırmızıdan ancak böyle bir maviyle vazgeçilebilirdi Yine de geçmedim Taşların renklerini çektim üzerime Sarstım kendimi, büyük bir sarsıntı oluştu Darp edildim ruhum tarafından Hırpalandıkça dağıldım, dağıldıkça çoğaldım Şimdi gördüğüm her şey derme, çatma Babamın yüzü gibi asık Bildiklerimden korktum, bildiklerimin bildiğim gibi olmadığını öğreneceğimden Bilmediğim şeylerin hep başkaları tarafından bilineceğinden Bildiklerimi bile gizledim Kaşımdaki o kesikten izledim yedi kat gökyüzünü Yalnızlığım daha da arttı Bildiklerimden arta kalan ne varsa Düştüğüm rahimde çırpındığımdır Ve çıldırdığımdır insanlığın tasasında Elem ve kederine hapsettiğim kendimi Ağlamaklı gökyüzüm Sustuklarımdan yalnızca bir tanesi bu Geniş mahallelerde meydan yeri Köşe başları saklambaç dolu Yedi kat indiğinde bizim sokağa Suç mahallidir artık tüm bakışlar Birbirini ararken, kovalarken seyirler Dünya küçük bir yer terk etmek için Ama kalmak için de geniş Göğüs kafesimde bir çift kuş besliyorum Onları büyütüp, onlarla yedi kat gökyüzüne gideceğim Giderken sustuğum ikinci şey olacak bu Bir ikindi vakti Susmalar haykırmaları hatırlatır, ben hatırlamayacağım Susmak kendine bir kurşun sıkmak gibi İçini sıkmak gibi Kendini bitirmek gibi Susmak sadece gideceğin yeri saklamak için Kuşkanatlarından yağmur sızlanırken Ben yağmurlarında yıkanırken damların Epeyce suçluyum Ama suskunluğumun bununla ilgisi yok Yanlış sorular var aklımda cevabını doğru bildiğim Anlatırsam da denk düşmeyeceğine inandığım sessiz hikâyeler Romanını kendi elleriyle yazan kahramanım Kahramanını kendi elleriyle öldüren katil Toz bulutu Keşke her toz bulutu çiçekler gibi olsa Ve sayısız yıldız tozu kaçsa gözlerime Gözlerim çakmak gibi olsa ve şimşek çaksa Yedi kat gökyüzünde İşte bu suçu üstlenebilirim Nedensiz, niteliğimi kaybedip, sadece istediğim için. Yirmi İki Aralık İki Bin On Dört 18 10 Nevin Akbulut |
bir kardığında şiir, pir kardığında nesir
bir kırmızı canın, kıpkırmızı bir cânâna nasıl dönüştüğünü görmek, sırf bunu görmek için bile ziyarete değer
nicelerine dilerim
saygı ve selamlarımla...