Papulya XI1915 .. Kayıp Diyar (Lazona) .. Bardaktan boşalırcasına akıp geçsede anılar Ve yaşanılan tüm acılar , Zamanın bir yerinde unutulmaz, belleğinde saklanır anılar. Bir zaman sonra acılar ve tüm yaşananlar, Gözlerimizin önünden , Aklımızın uzun yollarından geçerek Yüreğimize bir hançer gibi saplanır ’’ah’’ lar ... O anlarda , İnsanların içine çıkmak Ve insanların yüzüne bakmak , Boynu dik ve gülümsemek , Onurdur ... Onurlu bir duruştur, dik durmak . Acılara rağmen , Tüm katliamlara rağmen .. Bazen de dudak içlerinde mırıldanırsın Acı bir cümledir dilimize yapışan .. Masum bir yakarıştır .. Yaşamların karanlık iklimlerinde yaşadığımız acılara okkalı bir küfürdür biraz da ; ’’Ahh bu topraklar bir dile gelse’’ deyişlerimiz.. Acının kuşları 1915 sabahında Lazona’dan kıyımlara başlayıp , Kadim Anadolu Toprağına , Oradan Kurdistan’a asa - kese Ermeni , Rum , Laz , Kürt halklarını , Yeni Cumhuriyetinin temellerini , Kıyımlardan , süngülerden geçirdiği insanların kemiklerinin üstüne kuracaktılar .. Geriye sadece avuçlarımızın içine boşalan kanlar ve Zamanın acılı yüzü kalacaktı .. Peş Peşe yayınlanan ölüm fermanlarının altına , Onursuz yaşamlarıda sundular .. Ölüm, ancak kurtuluştu bize ... Katliam yedik , En acımasız , En vahşetli ölümleri seçtik .. Onursuz yaşamları elimizin tersiyle ittik.. Diye bilirmiyiz ? Katliam yedik , Öldürüldük . Onurlu ölmeyi seçtik , Onursuzca öldürüldük .. Tek günahımız onlar gibi olmayışımızdı.. Ferman büyük komutanındı . Mühür paşaların, vezirlerindi .. Yeni Cumhuriyetin Reisi , Gözleriyle ufukları yıkan , Sesiyle dağları deviren , Bütün dünyanın taktirini almış , Büyük Cumhuriyetin tek mimarisi Ulu Genaral Serdar’ındı . 1915 sabahı General Serdar bu kıyımları yaparak Cumhuriyetini kurma yolunda ilk adımlarını atacaktılar .. ’’Yeni cumhuriyetimizin kuruluşunu tehdit eden Kürtler, Rumlar , Ermeniler ve Lazlar kesinlikle Türk’leştirilmeliler..’’ Katliamlardan sonra bizler , Yayınlanan fermanlarda bu kanlı dizelere karşı Metin olmasını öğrendik . Acıları yeriğimize atarak , Bağrımıza taş basarak , Acıyan yanlarımıza öfkelerimizi yerleştirdik . Yüreğimizin bir yanına ise; kurtuluşun umudunu serptik .. Lazona’da köylerdeki tüm evler tutuştu . Köyün tüm evleri meşe ağacındandı Yaşlılar iki büklüm halleriyle yanan evlerinin arasında elleri başında Gözleri yaşlı koşuşturuyordular etraflarında Bir silah sesi duyuluyordu yaşlılardan uzun aksakallı dede diz üstü düşerek sağ tarafa doğru yığıldı .. Genç güzel Ermeni , Rum , Laz kızları , Daha bıyıkları yeni terlemiş Ermeni , Rum delikanlılar Ellerine aldıkları mavzerleriyle dağlara koşuyordular Düşenler düşüyor Düşmeyenler dağlara sığınıyordular .. Yaşlılar ve kadınlar yanan evlere doğru koşuyordular Koşamayanlar yaylım ateşinin ortasında kalıyorlar , Postallar evlerde cayır cayır yanan insanlara nefretleriyle bakarak gülüyordular sadece Cayır cayır yanan insan çığlıklarını bastırıyordu Kah Kahalar .. Kurşun sıkamayan Elleri titreyen Bu vahşeti görünce kaskatı kesilen postallarda vardı içlerinde Yüzbaşı ateş et dediysede edemeyen mum gibi olanlarda vardı silahını omuzuna alıp gelsin geriye koşup dağlara kaçanlarıda .. Yüzbaşı ateş edemeyen acıyan postalları belirleyip Silahın kabzesiyle başlarına vurup Acı içinde kıvranan askerin kafasına kurşunları boşaltıyordu .. Acılar bitmiyor Lazona’da . Köy yanmış , Talan edilmiş , Bütün güzellikler yok edilmişti .. Yanmış kül olmuş evlerden dumanlar yükseliyordu Evlerin içinde yanmış insan bedenleri ve hayvanlar vardı Postallar köyün meydanında Genç ve güzel Ermeni , Rum ve Laz kızlarını toplayıp Anlamsızca bağırıyor silahı yüzlerine doğrultup indiriyor Saçlarını düzeltip taciz etmeye çalışıyordu Elbiselerini omuzlarından sıyırıp Korku dolu yüzlerine bakarak gülüyordu Çıplak kalan bedenleri , yüzleri korku ve utanç içinde kalmış kadınlar Ölmeyi kabul ettiler .. Asker Diz Çök ! Diz çöken bir grup asker Nişan alıp emir bekliyorlar sadece.. Ateş ! Renas Tutaste |