kafana sıkdırtma bana
Senelerdir peşinde gezdim anla biraz
Dünyayı bir kıvılcımla yaktırtma bana Ben romantik davrandıkça sen hep ettin naz İçimdeki maçoyu çıkarttırtma bana Alttan aldıkça şımardın sonuna kadar Kaprislerin yetti artık canımı yakar Gözlerine bir bakarım şimşekler çakar Pisikopat tavrımı takındırtma bana Gel dedikçe kaçtın geldim sabrın sonuna Hep engel çıkardın aşkımın yoluna En sağlam ipleri dolayıp kollarına Saçlarından sürükleyip yoldurtma bana Karşılıksız sevmek te ne büyük bir acı Bilirsin sendedir bu derdimin ilacı Seviyorum dedin de sevmedin yalancı Dizlerini ortasından kırdırtma bana Elele tutuşup gezmedik mi seninle Birbirimize söz vermedik mi yeminle Yazdığın mektuplar elimde destesiyle Başkalarının yanında açtırtma bana Ayıptır günahtır yeter bu kadar zulüm Çok şey mi istedim gel ol dedim gülüm Sonunda yalvarırsın gelmez sana ölüm Gül yüzüne kezzapları döktürtme bana Bu nasıl inat Allahım taş olsa çatlar Mezardan çıksa evliya o bile patlar Aramızda dururken bunca hatıralar Yan yana da iki mezar kazdırtma bana Ben nasıl candan sevdim bilirsin sen iyi Hiç hak etmedin inan ki sen bu sevgiyi Silahımın ağzında ki iki mermiyi Biri bana biri sana sıktırtma bana Erhan’ım bu nasıl aşk ölümden beter Piştim ben pişecek kadar yandığım yeter Yüzüme bir gülümse bir tebessüm gönder Böyle delice şiirler yazdırtma bana |