YasakAğlardınız siz Gizli, içli, sessiz Pencerenize konan kuşlara ekmek ıslatırdınız Beklerdim kapınızın önünde Belki çıkarsınız dışarı Ve görürüm sizi diye Perdeleriniz sımsıkı kapalı Duyardım dinlediğiniz şarkıları Tepeden tırnağa hüzün söylerdiler Ağlardınız siz Gizli, içli, sessiz Merak ederdim acaba nasıl gülümserdiniz? Yılarca evvel göçüp gelmiştiniz bu koca şehire Satıp savmış babanız tarlayı tapanı Sonrası fabrika dumanı, mazot kokusu, sefalet Bir gün zifaf demişler koca demişler Tutup kolunuzdan götürmüşler karanlık bir odaya Sökülüp atılmışsınız çocukluğunuzdan İrkilmişsiniz Çaresiz bırakılmış elleriniz Gözlerimin önünde belirince hayaliniz, Tütün sarıp içiyorum Bir de Bekliyorum dinmesini fırtınalarınızın Veresiye alıyorsunuz margarini sütü şekeri Sadece ağlarken özgür kalabiliyorsunuz Sarı güller filizleniyor içinizde Ağlıyorsunuz siz Gizli, içli, sessiz Oysa nasıl da güzelsiniz Nasıl da uzak, kimsesiz... |