Masal Değil Yaşamak
Kalkıp gitmeye yeltenen sonra oturan dedeler,
offlaya puflaya ağrı azaltan söylene söylene, tahmin yürütüp,kritik yapıp,nasihat ederler, soğuk içme,sıcak yeme,az konuş çok dinle bilene. Peki tüm bunları yaptığımda başım erecek mi göğe, sağ-salim gemiyi götürebilecekmiyim limana, mesela hainle nasıl başa çıkılırmış ezelden, haramzedelerle,haramilerle birde eşkıyalarla, şimdinin mafya babaları,iskele dubası, ya eski kabadayılar kıyarmıymış cana. keyfekeder,her aklına eseni yaparmıymış? Haber ver,yetimin eline vurup alırmıymış ekmeğini, kazarmıymış garibanın kuyusunu,alırmıymış şununu bununu, alıp götürürmüymüş, mesela ambardaki ununu. ... Zaman hızla akıp geçiyor ne var ne yok eskiterek, haklıyı ağlatıp üç öğün,haksızı kahkahalarla güldürerek, gam yüklü bulutlar başımızda,damlaları yüreğimize yedirerek, ne gönlümüzde neşe kaldı nede deli deli mutluluğu estirerek, masallar dinlemişiz kış gecelerinde,düşümüze yalanları yedirerek, ne kuşların kanadı,nede yılanların göbeğinin değmediği yer kalmadı, hep bardağın dolu yanından baktık,doluya koyduk almadı, iyi niyet elçisiydik ya, dolu başaklardık,boşla pek işimiz olmadı, yedi veren güller ekmiştik çorak topraklara,hiç mi hiç solmadı. Hala sesin kulağımda be meselci,çınlıyor kahramanların sesleri, uykuyu uyuttuğumda,nasihatını unuttuğumda beliriyor nefesleri, ya kaç kurtul,ya çek bendine taştan setler,saklan fildişi kulene, ya Mevlaya kul ol,yık tüm benlik putlarını kula’ne, ya beddua ettir zevata kendine,yada dua ettir sülalene, göçüp gittiğinde ne götürdünse bundan elaleme’ne. El aleme ne!!! Yunus Ça./ |