alaziçimde uzak bir ortadoğu yanıyor... bir tebessüm iç çekiyor tarihin eşiğinde dünyamız kirletiliyor cephelerde masa başlarında kum tanelerine dağlara ve bulutlara sığınıyorum haritalar baştan başa sancı içinde.. bütün dualarımı göğe sarkıtıyorum bir intizara dönüşüyor yılgın anne feryatları yıldızlara bulaşsın diye yeniden o şen sokaklar bir kurşun bir ekmek kırıntısı bin kurşuni avaz yeşeriyor bu yangın yerinde yaralı bir şiir adalettir herkesin uçurtması biliyorum.. sonra yalnızlıklar giydiriyorum sesime aniden kederle gülümsüyor ardımdan bir kadın bir mezardan önce büyüyor varoş çocukluğum mevsimler aldatıyor tanıdık tüm gülleri bir sesleniş bir feryat bir hummalı yağmur bir iç çekişe beziyor bütün eylülleri.. içimde uzak bir mezopotamya kanıyor.. |