bir ayet toplar bizihangi söz sanatlarından devşirsem de bu şiiri yüzünü kederden kurtaramayacağım biliyorum devinip duruyor çünkü çok görkemli acılar içinde dünya bilirsin en çok kendini yaralar insan şiir yazınca çocuklar da koşturmuyor artık ve bir aşk da yaşanmaz oldu ortadoğu sokaklarında diller lal sineler kabristan ve hayaller sürgün sınır boylarında bilmem ki sevgili kimin avucunu terletir Allahın eli... bak delişmen çocuklar basmış varoşları bir kuzuyu anlamayan bir çiçeği koklamayan konuşunca ülkeler abad eden şehirler düşüren yalancı ve salyalı adamlar yağmalarken haber kanallarını yeşile boyayacaklarını sanıyorlar bütün dünyayı söylesene sevgili ölüm nerededir şimdi hangi çocuğun ellerine uzanmakta ölüm melekleri... uzanmıyor kimse kimsenin yarasına esirgiyor tükürüğünü bile desem ki endülüs de bizimdi kabe de medine de firavunları da deviren bizdik ve bedirde bizimdi kuyular hayberde bir tekbirle yıkılmıştı o çelikten kapılar sabahlarımız yeğniltirdi ağrılarımızı akşamlarımız hamarat birer kadın sürükleyen bir destan olurdu yaşamak şimdi kime süslenmiş hayat dediğimiz nazlı dilber o ipekten saçlarını kimler taramakta.. bizi toparlayacak bir ayet ezberlesek bir şiir okusak bir şarkı söylesek erinmeden çocuklar bilye oyansa mesela korkmadan saklambaça dursa dudaklarımızın deviniminde (kendimi tekrar edeceğim biliyorum) ama bir sofra kurulsa baştan başa yani cakartadan istanbula diyarbakırdan musula bulvarlar varoşlarla barışsa ve el ele tutuşsa mem ile mecnun harlanmış tandırlarda ekmek pişirse asena ile zin agit ile alper yan yana otursa rachel tuzu uzatsa delila biberi kardeşçe uzansa ebuzer tupaçın dörde böldüğü ekmeğe kaldırarak sınırları.. |