girizgahşiir biraz daha aydınlatsın diye karanlığı vardır oysa ecinnilerin şarkılarıyla çınlıyorken yüreğimizde kurduğumuz dünya medcezirlerle kırılıyor umudun dirgenleri aklım küflü bir tarihin asrı saadetini aralamakta üç kulhu bir elham okusam sanki düzelecek her şey düzelsin diye cebraile sarılmıştı ya hani muhammed duyunca "oku" emrini.. yesribden bir ezgi gelip takılıyor dilime " ay doğdu sanki üzerimize.." kılıçlar ve kölelik ve kan sıçrıyor ansızın bütün çöllere dualar umutlar ve kahkahalarla kurduğumuz dünya düşünü artık muamma bir ütopyaya buluyor her mümin kan irin gözyaşı ve kin olup dükülüyor üzerime.. ahirzamandır ama farklı okunuyor her ayet farklı dillerde ve yürekler silinmemiş tozlu ve çürük ahşaplar gibi üstelik siyasetin ve ticaretin rezil örgüsü içinde kırık ve mahzun bir misketi anımsatıyor yaşam sadakatten ve vefadan uzak insanların elinde.. nasıl da ağlamaklı çocuk yüzü ortadoğuda renkler nasıl da derin bir acı izi bütün yüzlerde beyaz bir sınır çizmekte birileri al kanlarıyla şarkılar zılgıtlar ve ağıtlar iç içe geçmiş yanıbaşımızda karartılmış yaşamın tam karşısında.. gelişigüzel kazılmış mezarların üstünde son bahar ağlamaklı çocuklar gibi titreterek avurtlarını esmer ve mahzun insanların suratlarını gökyüzünün maviliğine doğru dalgalandırmaktadır zalimler şarkın ve kobanénin öfkesini tartarken o kanlı o çelikten paletleriyle çoktan zılgıt çekmeye başlamıştı güzel kızlar güzel adamlar yumruklayarak zulmü nazlı gözleri ve narin elleriyle.. dilimin ucunda biriken yaralı kelimeler kobanéde artık şiirin ve intifadanın kelimeleridir yüreğimde harlanmış nakaratını duyuyorum "kobané iro ğemgine.." beyaz şarkılar söyleyen ortadoğulu çocuklarına umuda bezenmiş bir şiir eşlik etsin diye onlara şiirimi sapan yapıp taşla dolduruyorum... |
Qobani iro xemgin buye.
Yüreğe dokunuyorsun çünkü o caniler okusaydı kelamını yerin dibine girerlerdi utançtan.
Yüreğini tanıdığıma çok memnun oldum.