Bir şiirlik Anlat KendiniŞiirin hikayesini görmek için tıklayın yaşam;
Tanrının insanı gördüğünü kanıtlayacak hiçbir ipucunun bulunmadığı çığrından çıkmış bir dünyada, baskılara, acımasızlığa, kıyıcılığa göğüs gerilerek sürdürülen, insanın doğumuyla ölümü arasındaki kısacık anın, anlamsız bireysel ya da toplumsal ayrıntılarla sonsuza dek sürecekmiş gibi uzatıldığı,-hızla geçip giden bir çocukluk ve gençlik döneminden sonra-, olgunluk döneminde başlayan ve çok uzun süren bir hesaplaşma sürecidir….” samuel beckett merhaba yla başlardım ya bu şiire neşesiz bendeki kelimeler bendeki duygu şüpheli bi’ kahır uğultum hoyrat kaşıntı yapan bi’ hissizlik ahenksiz bi’ koku gözlerim çıldırışa benziyor hâlâ yazamıyorum inkârımı kahveyi şekersiz içtim, rakıyı sek hoyrat kullandım adımı itiraf ediyorum ne girdaplara girdim çıktım senfoni yarışlarından herkesin sesi kendine güzeldi şüphesiz adam gibi adamdılar ve eksiksiz kadın kibirleri sıradan, dilleri kalabalıktı kötüleştikçe çürüyen sebzelere benzeyenler gevşekti, onlardan iyi komedi filmi olabilirdi epey tuhaftı sokaktaki rutubet her şeyler canıma tak çarptıkça tenime şarkılar sürdüm geceler boyu sihirli masallar söyledi ağzım uzaktan silah sesleri geliryorken gökyüzünü postallar eziyorken aşk diyordum kurtarılmalı günler karanlıktı, mevsimler karanlık paralel evren bile karanlık hiç bir şey olmaz ya da ölürüz dedim kendimi şımarttım, biraz küfür öğrendim bir rüyanın sonunu merak ettim hızımı alamadım susadım biraz aç karnına içtim dolunayı uykulardan kurtardım başağrımı aklıma ver yansın daha çok seviştim ne botoksum var ne kaçan çorabım sakin olmaya çalışan küçük öfkelerim gökgürültülü sağnak yağışım zerrelerine bölünen kan ve tuz sorular sorma bana hesaplaşamam, sınansın sabrım büyümek işim biteli çok oldu dudağımda kavruk gülüşüm kaldı yüzümün yarısı kelebek belki fil korktuğum belki neşem, belki sen hiç bitmeyen hazlarım, yaşamaktan sıkılan çilem aklımda bir fikir yenilmişliği mühim değildir uyuşmuş olabilir ruhumdaki bir nokta gayem de gayyam da kelepir diyorum ki lezzetini kaybetmeden yaşam yırtıp bakmalısın sen de göğsüne ömrün neresinde yetersizdik hoşcakalla bitirirdim ya bu şiiri yaşamak serenadımı gözden geçiriyorum şarkı ilerler gece buğulanır sonra toz kerelerce denenmiştik... |