Yüzün Silinip Giderken
yine böyle bir yerlerden başlayacaktık geceye
çatı çatının ucu baca bacanın ucu duman fakat bu gök sıkıcı itfaiyecilerin indiği kaydıraktan içime düşündüklerimin serinliği düzlüğe ulaşınca artacak bir sevgi gibi rüyalarıma söyleyin lütfen beni karşınıza çıkarsın sana bu yakınlığı ifade edecek sözlerim kalmayacak ve yüzün silinip giderken o küçük ana dikilmiş ayrılığın heykeliyle avunacak havsalam turuncuyu çekiştiriyorum iyilikler ve kötülükler üstüne konuşulan bir balkonun altı kulaklarımı misafir ettiğimde size kalakalmak yada maviliğin tadını çıkartırken duyduğunuz rahatlığın görkemi ile ses tonunuzun aniden değişmesi kokuları size getirmekle meşgul yüzünüze çarpan rüzgarın esintisi bir garip aşk olabilir mi yoksa ve neresinden tutulur ne zaman anlatmak istesek bunu suyun içinde kayan balıkların arzusuyla avuçlarımıza hisler bırakıp kaçmanız seviyoruz demeniz için yeterli mi bilmem ki artık sırt üstü kendi kendine sorular soran yüzümün öteki aralığı coşkulu bir hayal satıcısı benzeyerek tutkusunu istediği yöne çeviren sihirbazların niçin inanmadıklarını anlatıyor kendine. |
Peşimizi bırakmayan düş’ünceler silsilesi dünyadan ayrı düşmüş biri gibi acıklı sesler bırakıyor ardına.
Sorgular sonrası hep yağmur
Toprak seviyor olmalı bu ıslaklığı..sımsıcak bağrından buğulanıyor nefesi.
Büyüsü, kim bilir bu denli sevdiğimizdendir ağrısını.
~