Soru
yaşamayı tartışıyorduk
gittin geldin bir şer şeyler söyledin duymadım tekrarlar mısın lütfen bitte tekrar yazıyorum falan dedin düşen tebeşiri yerden kaldırana dek döndü dünya beşinci katın penceresinden başını toprağa değdirecek kim olabilir sen sarı sen uzun saçlı sarı sen doktor olacaksın sende bir akordiyon hırsızı olabilirsin belki uzadıkça söyleyin bakalım kim değebilir başını beşinci kattan aşağı biri kaptanı derya diye kekeledi ön sıradan titrek duvarlara sinen gölgeyi fark edememiştim konuşunca lambalar sallandı söylendi dışarıda elma ağacı olgunlaşınca çok kolay dedi ne kolay alay ettiler bizimle çok hızlı geçtim o ara köyün yolunu yaslanıp durdum evin bahçesindeki duvara bulutlara haber uçurdum ona da sordum beşinci katın hikayesini yağmur der gibi oldu üzüldü eğer senin evine ekmek gün aşırı soğuk ve yalın ayak giriyorsa epeyce yaklaştın demektir soruya toparlanın hadi düşünün düş içinde düşmeyi mesafelerin yenilmezliğini dumura uğratacak sözleriniz mi eksildi yoksa alın kağıdı kalemi kuşanıp elemi gözlerinizi uzatın cevap veriyorum pekala başını uzatıp beşinci kattan aşağı toprağa dokunabilir şiir. |