Su 171-İstanbul / Sucude!..! oraya gelecez gece ğündüz Feyzi Ağbiye “ortak olcaz” deye didindig durduk anasına sata(yı)n o ğene evine file ğediyodu da biz mütemadiyen orda paramız Tokmacıklı Göde Feyzi’de birikiyodu.. !! bi ğün çıkağeldi Sucu Abe(y) höyle gapıda görüvürünce afalladım galdım ne de olsa köyün adamı ne vakıt olmuş köyden gedeli hayal-mayal hatırlayvıdığımda eli boş, gönü hoş bi çocuğudu görsem bilemezdim, emme sıması Gara Boladı ansıdıp[1] duru baya bildiğin, Gara Velinin Sucu getmiş deye bi duyduğudu demek köyden gaçan buluyo İsdambul’u unuttum getdim kimbili(r) kaş yıl oldu bi sarılmışıyın bi a(ğ)layvıdım, bi a(ğ)layvıdım ta öyle burnun direği sızlarımış meğerem i(n)san a(ğ)larkana gözleri acırmışımış hakkaten o da nası titreye titreye a(ğ)layo onu öyle gördükçene ben Okarı Çeşmenin havızını dıkayıp doldurup da en ücra harımlara gadak götüren, sahat dutup sıracaklayın gavga nize ede ede göğerileri suladan Sucu kaş gişilerinen gavga etdiyse sordu sordu a(ğ)ladı köy gözünde tütüyomuş meğerem en sevmediklerine bile hasiret getmiş zavallı senin Sucu o ğün beni aldı, evine ğötürdü yolda bile aklıma gelmedik adamları sordu “Gara Musduk hapisde mi” dedi “hiş girmedi ki abey” “..” “-o orada burada kaçarkana Sarı Mulla “sulf” etdirmiş” “sulf mu” dedi “-hı hı” dedim “-anafor dediler” .. “-çok para yedirmiş epili ürüşvet vermiş” dediler “feleğe söğdü” çocukluk işde “-gariben Feleğ Emminin ne suçu var Sucu abi” dedim .. “-ben fele(ği)n çarkına söğüyon” dedi “-hep zenginden güşlüden paradan yanna döner” dedi.. “-bu gonuşduklarımızı kimseye deyiyme” dedi “-şartlar şart osun demen dersem iki gözüm öğüme aksın üşden dokuza şart osun demen” dedim.. evine varana gadak elimi sıkı sıkı dutdu.. ev dediğin de hah işde o zaman gözümüzde baya bildiğin evidi de hinciki ğözümünen pirket bi oda horda bi beton hamamlık.. bulaşığı da orda yuyo bi gazoca(ğı) bi çencere iki üş gap-gacak kıyatların üsdünde yatak dabanı toprak.. Allah ırazı olsun beni kendi eliynen yüdü, tenike bi ile(ğe)nin içinde fark etdim ki yazzık, a(ğ)lamış, kimbili ne derdi var garibin ben fehmedincekleyin seni sabınnarkana gözüme sabın gaşdı dedi onun verdikleriynen asvaplarımı değişdirdim bana bi gazak keydirdi, mavı, cedit yeni boğazı bireç genişidi ya varsın ossun Allah bi deği bin kere razı olsun.. köydeki herkeşi sordu tek tek.. böyük güçcük maceralar annaddık, gülüşdük zabbaha gadak gonuşduk okardan aşşa, sıra bi(r) eve ğelince durduk ikimiz de biliyoduk ne o sordu, ne ben annatdım, o maragdan ölüyodu işin aslı biliyodum ben de “deyen” deye canatıyodum.. herkes biliyodu biz de biliyoduk gelin oldu gurbete, geşdi getdi artık susuşduk hele benikinden aslaa yatdığ uyudug.. uyumadan önşe habarımız yok gibi çinizimizi çeke çeke a(ğ)layoduk ürüyamda o gız.. .. halam anam agam ebem… ertesi ğün Sucu ağabeyynen Feyzi A(ğa)ya vardık “-bobası gelsin deye habar etmiş, ben Memedi köye yollaycan hesabını görüvü” dedi “-get nalet ossun demez olaydı Feyzi A(ğa) bi hesap çıkardı kiyne bu ne taksi..ne taksisi len gelirkene bindiğimiz ise; bizi bindirdi de kendi yörüdü mü .. Alla(h)p da bel okuna versin başdan aşşa her şeyi yazmış … bu ne kira ! bu ne yemek! aş, ekmek, yağ, duz, garabüber gazocağına gazya(ğı), çakmakdaşı sanki otelde yatıp-gakıyoz aşcı dükgeninde gönlümüzün isdediğini yeyoz anamın köyden gatdığı bulgur, nofut, mercimek bişiriyoz-daşırıyoz, yeyoz-yüyoz bizim yö(v)miye bi kira etme(ye)cek atöllenin bi gıranında serili kendi yata(ğı)mızda yatıyoz-gakıyoz aşıtlatdıkda ıçcık kesdirivirelim dedik miydi zılgıdı yeyoz gece yarısından sonura bile eğraltı[2] canımız geçivimişise Feyzi A(ğa) “-ben gediyorun istop etdiriseniz, sogorta attırısanız ip gopa(r)tdırısanız dininizi ..kerin” deye peş-peş fırça atıp gazı verip gediyo bi oraya, bi buraya seğidiyon gari gupay[3] ğibi neytçe(ği)mi şaşıyon imkan mı var gözünü gırpacan” Sülemen de gaçınca bi başıma ğalmışıyın zati meğerem oda gaça gaça iki sokak aşşaya gaşmış değilise kepeneğini nassı davşıycak cumartesi dedimiydi haftalığını alırımış valla benden akıllıymış; iş ararkana Sucu’yu tanıyan birine ıras gelmiş sora sora ulaşmış.. yakınımış ilk haftalığını alınca çalışdığı yere getmiş Sucu’yu bulmuş durumu ona annatmış “Gozir Memed; Feyza(ğa)nın yanında” deye benim habarım mı var neyise de Feyza A(ğa)ya gelcez normal zamanda uyurkana bile beni hafakannar basardı ürüyamda bile çıbartırdı her yerimi pencerden aşşa atardı gan-ter içinde fırlardım yerimden acırdı-sızılardı yüzüm dayak yemişiyin gibi işin aslı Feyzi Abi beni hakkaten hiş döğmedi Allah razı olsun, amma! bakışı yeterdi ki, gopçaları[4] salarsın bi dee işden atarsa deye ödüm sıdıyodu valla nere getçen gocaa İsdambolda, “İstambol insanı yudar” dedilerdi köyde beni yudalı ne vakıt olmuş işin gerçe(ği) yok mu işde o; Sülemen düğün uçu da olsa Öteyüz’e aşmış.. düğüne de olsa Arızlı’yı görmüş ya ufku bizim gibi sakındıraklı deği(l) çok gezen bilir dedikleri bu salahana da ossa Sülemen İsdambul’a dutundu anasının gözü de ossa Memet yuduldu nayeti senin Göde Feyzi “-ben bi hesabını çıkarayın bi bobasına yolların” dedi …………. elini öpdüm “hakkınızı halal edin” dedim adam başımı ovşadı “-halal osun” dedi.. “..” “-ne zaman çalışmağ isdersen gel” “-tamam abi” dedim “-burası senin evin sayılı” “..” “-burada emeğin var” “….” “-burası senin sayılı” “..” “-sana bu işin her cihetini eciğini-cücüğünü ö(ğ)retdim emeğim mar üsdünde emeğim” “..” sırtlandım çenteyi, elleşdik Sucu abeynen yata(ğı) haydi vurduk kendimizi Bayrampaşa köprüsü Sucu Abi beni kendi eliynen götürdü Topgapı Garacına, biladımı alıvıdı epili bi bekledikden sonura sahatından çoook, çok sonura kagdı bizim otopus işi gücü de varıdı belki emme sahatlarca bekledi “abey ben gederin” deye izbar etdim ı ıhh beni uğurlaycak kimsem olmadı Memet heş deği(l) bari uğurladığım biri osun” .. “vardım deye bana habar et” “-uykum gaçar benim”, “-imkanın olusa bi(r) habarım ossun başga bişi isdemen senden” .. “-nekdip yaz sakın mola yerlerinde inme dıkkat et.. sapıdırsın otopusu gaçırısın” yanımdakı Yalavaş’lıya sıkı sıkı tembih etdi “-aman deyen abey.. bizim biladere sa(ha)p çık eyi göz-gulağ ol köyden dışarıa çıkmadı yol iz bilmez” deye.. “-Yalavaca varınçaklayın doğru Cöbe Emmiye get bu abey biliyomuş evini, onnar da yatarsın emme bazar arabasıynan köye gerdersin emme Göğcelli Köprüsünde enersin köye dırmanısın emme gorkarın dersen; susa da enersin ovada bizim köylü birini görüsün pılı-pırtını bazar arabasına veriviriler imi asdanım” belki ikki sahat sonura gakdı otopus dolana gadak.. gakana gadak bekledi Sucu Abey.. otopus çalışınca barabar bi sarılışdık bi a(ğ)ladı kii, herkeş bize bakdı herkeş a(ğ)ladı valla kimse gonuşmadı hanı fakıt.. geşmiş gün Feyzi abi bişi yollamadı tabi de belki.. borşlu çıkdık haralda ki nası utlandık[5] gene de Allah razı olsun varısa da alacağını da isdemedi belki fiti fifti beklide vizdanı elvermedi de borcumuzun üsdünü silividi neyise.. adam, yol boyunca hep bişiy sordu durdu emme ben ona ne annadayın iplik bükümünden başga duraklarda adam zorunan endirdi tufalete ğetdim, parası ondan yemekler bahalı olduğundan kimse yemezimiş de bozuğ olurumuş o yüzden birer çorba işdik emme bilmen ya; bi ekmekden fazla yedim valla bizim otopus ha deyinçe gakmadı belki ikki sahat bilmen neyeydi yörüdük, apdashaneye ğetdik o amca beki üş dört cığara işdi bana sakın “cığara işme” dedi “ben başım dönmesin deye içiyon” “beni anamınan garım buhale getirdi” “ikisi de tahtalı köyü boyladı emme” “fakırlık” dedi “o(ğ)lunu evlatlık vermiş isdambola” ordan geliyomuş “gurtulu i(n)şallah” dedi “i(n)şallah” dedim adam habire bişiyler annatdı emme ben fira Yasemini düşündüm … halama gediyon deye seviniyon yasemin neyderkine deyon yol boyu Yasemin SERİ YASEMİN İLE DEVAM EDECEK GEÇEN YIL VEFAT EDEN SUCU NAM İBRAHİM KARAKURT’A ALLAHTAN RAHMET DİLERİM. DİPNOTLAR [1] ansıtmak: andırmak, siması benzemek, [2] eğraltı: eğreti, birazcık, azıcık, hafif, [3] gupay / kupay (kopay kopoy):av köpeği [4] gopça / kopça : tel düğme, kanca (mec: çok korkmayı ifade eder, altına salmak gibi) [5] utlanmak: borçlu sorumluluğu, utangaçlığı, çekingenliği |
düğünleriyle yaşantıısyla
sevinciyle
hüznüyle
tebriklerimle