Vitrindeki Karartı Camdaki Yansıma
Vitrinlerden sarkan gölgelerle aynı değil, aynalarda ruhunu arayan yüz
Kapı eşiğinde kaldığından beri umutlar Bir peçete beklentisi gözlerin Yollarda kalmasından fazla bir beklenti Ve beklentisiz Ne çok ağladım yalandan, “git” diye Hiç uğurlamadım içimden Ama ellerim hep güldü Ne çok bekledim, beklediğimi bile inkâr ederek Kararmasın daha fazla diye gece Kararırsa umutlar da kararır diye Bu karaltıda yok olur diye Gözlerimi kararttım Işığın oluşumu için arkasında çalışan şeyler Hep öne aldım hayalleri Karanlıkların da önüne Oysa ufuk genişliğince karanlığımız var bizim Ve ulaşamadıklarımızı ufuk çizgisinin arkasına gömdüklerimiz Canlandıramadıklarımız ama beklediklerimiz Öyle güzel ölü taklidi yapıyoruz ki Yarım yamalak şiirler gibiyim Sağı solu belli olmayan Birleştiremediklerim kadar paramparçayım Aynada her sabah ruhunu bulmuş gibi gülümsüyorum Belki bulurum Belki faydası olur diye Yalandan gülümsediklerim yalandan seviyor beni Yalandan susuyorum, gerçekten söylemek istediklerimi Yüzü gülenlerin, arka fonda çalışan alaycı yüzü görüyorum Ne zaman ağlasam gözlerime, sevgilidir ellerim Mendilden daha sevgili Peçeteden daha sıcak, daha yumuşak Düşlerimi en hızlı trenlere bindirip, en uzak şehirlere gönderiyorum Bir gün onların peşinden gitme umudumla Uğurluyorum güzelce her defasında Yakınımı kaybetmiş, uzak bir yüz ile Bir nefesle; son soluklu, bir çift elle; en güzel “güle güle” diyen Ama gülemeyen Aynı değil vitrinlere asılanlarla, giymek istediklerim Aynı değil ruhunu astıklarımla, yüzümü astıklarım Yüzümün asılması, ruhumun asılmasıyla bir değil Kendimden çok cansız mankenleri yok etmek istediğim doğrudur Elbiseler ne çok Ruhsuzlar ne çok Elbisesi olmayanlar ne çok Diğer elini sevgili elinin yerine koyanlar ne çok Kendine sarılanlar ne kadar fazla Parmaklar ne çok Acılar ne çok Trenler ne çok Gidenler ne çok Hayatımın özetini çıkarsam nasıl da ciddiyetsiz bir tablo çıkar ortaya Zaman içinde zamansızlık nasıl bir fakirlik Başkalarından saklanabildiğim kadar kendimden saklanabilsem Yer bulamıyorum Başka bedene sığmaya çalışan deli ruh Peşimi bırakmıyor Elimi bırakmıyor Yalnızım ben oysa iç huzurum kadar Giden trenlerin camından yansımasa yüzüm Gözlerimdeki o buğu kimseyi ısıtmasa artık On Beş Eylül İki Bin On Dört 11 40 Nevin Akbulut |
Sağı solu belli olmayan
Birleştiremediklerim kadar paramparçayım
Aynada her sabah ruhunu bulmuş gibi gülümsüyorum
Belki bulurum
Belki faydası olur diye
Yalandan gülümsediklerim yalandan seviyor beni
Yalandan susuyorum, gerçekten söylemek istediklerimi
Yarım kalmak ve tamamlanamak :( çok güzeldi kutlarım ..