Sevdin / Yalancı
I.
Sevdin Sevdiğim gibi; ..belki de bir başkasını..! Ve bir ’’başkasını’’ kırdın orta yerinden, Pencere kenarı titremelerin yıkandı bir avluda... Eskisi gibi olan tüm eskilenmişlik, Soru bekliyor bende ki cevaplara... Harcamakla bitmiyor sandığın zaman, Gün aşırı geçirirken dişlerini şakaklarına, Bir sokak dolusu yakalanacaksın... Aldırma yağmur yağdığı kadar değilse de, Sen ıslandığın kadarsın... Ölmek yok ölmeden bilesin, Suskun bir cümle narasına gizlediğin herşeyi, Tükürdüğünde sokaklara, Belki o zaman ben gibi tükeneceksin... Çat kapı gelen her hissinin sahibi olan ben, Artık gelinmez mekana kavuşurken cüretkar, Sen tüm korkaklığında düşeceksin kendi aklına.. Ellerin soğumaz soğumasına da, Kalbin üşür elbet, zaman kovalarken ardında.. Artık yolculuklar senin, Kala kalmak benimdir... Sevin. Sevin, yıkıntılar niyetine ne kadar cümle varsa Sahibisin... Çıt çıkmıyor hiçbir yerden, Sükut edinmiş tümlenmeler kalıyor uzaklarıma. Bakırdan halkalı hayaller eritilirken göz kanallarında, Ben çok garipsenmeler buluyorum..! Artık sevmiyorum hiçbirşeyi seni sevdiğim gibi... Sarılmıyorum..! Secde etmiyor gözlerim hiçbir şimşeğin gürültüsüne. -Usulca koparırken kendini benden, Sana bir hayal sunuyorum gerçeksiz. Çatık kaşlarına, gül saçlarını ekleyip giderken, Bir edepli hayal nefessiz. Zaman doluyor dolmasına da, Gün umurumda değil... Koş umutların seni bekler kandırmak için bensiz.. Sevin, bir şehir daha yıkıldı sensiz. Öyle ki iki yıl arasında bir an gibi karamsar, Öyle ki iki şehir arasında bir yer gibi misal. Sana borç ödeyecek gücüm kalmadı, Diyeti muteber tüm anılarım senindir. Bozdur hepsini bir nefeste tükensin kahkalarda, Şaşırma sana isyan dahi etmiyorum isyan... İki heceli tek kelime gibisin lehçemin bozukluğunda, Süresi geçmiş bir bilinmezlik belki de... Belki de ertlenmiş bir anı hayalsiz. Her yanım şahit şiirlerim de öksürür oldu. İki bayram arası bir tek düğün olmaz.. Ben seni bu şehrin tüm sokaklarında değil, Bir sokağında sevdim.! Başı yok sonu çıkmaz.. II Rica minnet sonuçlara adanmış elbetler. Haraç mezat sattığın aşkımı, Kaldırdım orta yerden. Her gün gibi ertesi olan sonsuzluğun, Ulaşır mı şimdi düştüğün yerden..? Başkasına anlat bu hikayeyi, Ben sonunu biliyorum nefessiz. Yalancı kibarlıklara yüklü hevesler, Üç gece götürür kimsesizliği. Sen suskun saatler topla eskicilerden, Ben yaprak yaprak dökülmeye muzdarip, Maarif takvimler.. Susarım, hangi yazan susmamış ki..! Hece hece kendi beyninden vurulurken... Bak diye başladığım sözlerin pişkinlikleri, Avuç içinde kaybolan parmak izlerine isyan. Bir şehir kurarım düşümde her yeri benim, Kim bilebilir ruhumdan başka, Gün benim, gece benim, sen benim... -Tuz kanıyor yarama basınca, Ufukta binlerce hiçlik görüyorum. Yanaklarım kızarmış utanmazlıktan, Söz geçmiyor hiçbir hususa, Harb bitti. Mağlubum, usanmazlıktan... Devir masayı diyor ellerim beynime, Ters düz işliyor hislerim an boyu, Karışmış tüm kabahatlerim manasız. Yandı şiirler sözler yalancı, Herşey sen gibi yalancı.. An yalancı, Can yalancı... İsmail Yılmaz |