Tırnak AcısıYürüyen bir ışık kervanıydı yakamozlar oluk oluk akardı bir düşün ardında zamanın puslu rıhtımında... Olağanüstü bir sessizlikti yeşillenen sayfa sayfa çevir bitmeyen. Beklentileri yayardı kırılası eller... Tırnakların içine alınırdı sancının mıhlandığı yer. Tembihlenirdi içimizdeki ben kınından sıyrılırdı çığlıklar üzülmeden. Çürürdü ağustos sıcağında sevgisizlik. takılırdı duyarsızlığın dalına örselenmiş derinlik... Gri bir koridorda dönüp kırılırdı boyun Takılırdı bir çift muska ikindiye virajları alamazdı hüzün. Yamaçların dikenleri arasına yuvarlanırdı iyi niyet... İçlerin içi acırdı sürgün alacası yorgun iklimlerde Nadasa kalırdı hücreler kadavra aşkların bedenlerinde. Denizin sonesi yumuşatırdı kalpleri görünmeden dönerdi yumuşak bir fırtına. Dönüşsüzlüğü iade ederdi akış Mor seslenirdi güneş yalan rengi bir çiçek açardı yapraksız. Yaşlanıp yorgun düşerdi uzun otların üzerinde bıraktığı iz. Yeni gün takılırdı yakalarına dağ çileği kokusunda. Tende dağılması zordu yaraların Yeni bir terk edişe takılıyken plak . Dudaklarına ilişirdi yelden bir ıslık. Yar semtinden geçerken kanardı geçmiş. Damıtılmış bir yol kavşağında dünü bitirirdi sıradağlar yaratan sevda Saçları yasaklanırdı bütün dokunuşlara bir gün... Ferda Özsoy |
tebriklerim çok ça Ferda
sevgimle